kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Anna Laudel Düsseldorf’ta yeni sergi: “Son Oryantalist”

18 Mart 2021

Anna Laudel Düsseldorf, 16 Mart – 29 Mayıs 2021 tarihleri arasında Sarp Kerem Yavuz’un kariyerinin başlangıcından günümüze uzanan işlerinin yer aldığı “Son Oryantalist” isimli kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. 

Sena Çakırkaya’nın küratörlüğünü üstlendiği sergi, günümüz dünyasının ve Türkiye’nin politik ve kültürel gelgitlerini, cinsellik üzerinden yaşanan kimlik karmaşasını ve ataerkil kültürü ele alırken, iki ayrı coğrafyanın toplumları arasındaki benzerlikleri ve zıtlıkları üzerine düşündürüyor. İlk defa 2013 yılında İstanbul Modern’de gerçekleşen “Yakın Menzil” isimli karma fotoğraf sergisinde bir araya gelen sanatçı ve küratör, “Son Oryantalist”’te sanatçının 2010’dan bugüne ürettiği eserlerden derledikleri özel bir seçkiyi sanatseverlere sunuyor.

“Son Oryantalist” ismiyle ironik bir anlam taşıyan sergide, kariyeri boyunca kendi eşcinsel kimliğinden yola çıkarak Doğu ve Batı’da kurgulanmış erkeklik rollerini ele alan sanatçının 10 yıllık yaratıcı serüvenini gözlemlemek mümkün. Bu coğrafyaların sanat tarihine dair ideolojik bir bakış ortaya koyan Yavuz, sergide yer alan eserleriyle Batı’nın Doğu’yu hayal ettiği gibi resmettiği oryantalist resimlerde kullanılan dili ve tekniği tersine çeviriyor.

Sergide yer alan ‘Babamın Yerine Koyduklarım’, ‘In the Closet’, ‘Maşallah’ ve ‘Curse of The Forever Sultan’ serilerinde kendisinin ve başkalarının hikayelerinden yola çıkarak kültürüne, cinsiyetine ve tarihine bakan Sarp Kerem Yavuz, eleştirel, cesur ve ironik bir şekilde içinde bulunduğu çevreleri inceliyor.

Babamın Yerine Koyduklarım

Sanatçının ilk serisi ‘Babamın Yerine Koyduklarım’ kendi babasıyla olan ilişkisinden yola çıkarak, etrafındaki farklı kültürlerden birçok erkeğe babalarıyla ilgili bir anısını anlattırmasıyla başlıyor. Duvardaki anonim alıntıların üzerine asılan katılımcıların polaroid portrelerinden oluşan bu yerleştirme, anıların çeşitliliğinin yanında baba-oğul ilişkisine dair taşıdığı evrensel ortaklıklar nedeniyle de sosyolojik bir anlam kazanıyor. İzleyicilerin kendi aileleri ve anılarıyla da ilişkilendirdiği bu çalışma, hem kişisel hem de toplumsal alanda bize öğretilen cinsiyet rolleri üzerine birincil ağızdan tanıklıklar sunuyor.

In The Closet

Sergi, Yavuz’un tanımlanmış cinsiyet rolleri üzerine düşünme pratiği ‘In the Closet’ serisiyle devam ediyor. Sanatçı, Amerika’da okuduğu üniversitenin futbol takımının soyunma odalarında çektiği fotoğraflarda, Türkiye’de büyürken izlediği dizi ve filmlerden bir yandan tanıdık gelen, bir yandan da yabancısı olduğu bir ortamı, gördüğü ve hayal ettiği şekliyle yeniden yaratıyor.

Yavuz’un erken dönem serisi ‘In the Closet’, Türk hamamlarında erkeklerin birbirleriyle sosyal ilişkilerini sahnelediği yeni fotoğraflarla devam ediyor. Soyunma odaları ve hamamlar gibi hemcinslerin paylaştığı özel alanlar üzerinden, sanatçı iki ayrı coğrafya ve toplum arasında benzerlikler ve zıtlıklar üzerine düşündürüyor.

Maşallah

Sarp Kerem Yavuz, ‘Maşallah’ serisinde yer alan fotoğraflarda geleneksel Türk sanatlarına odaklanıyor ve bu coğrafyada dayatılan kimlik tanımlamalarına karşı bir tutum sergiliyor. Fotoğraflarda, İslam sanatında kullanılmayan bedenler, İznik çini motiflerinin altında vücut bularak gün yüzüne çıkıyor.

Curse of The Forever Sultan

Yakın dönem çalışmalarında ise Yavuz, Türkiye’de son zamanlarda ideolojik olarak yaratılan Osmanlı özlemini popüler kültürün dili ve ironisiyle yeniden canlandırıyor ve bitmeyen bir iktidar hayalinin parodisini ‘Curse of The Forever Sultan’ serisiyle ortaya koyuyor. Lanetli bir saray eşrafından oluşan fantastik bir Osmanlı evreni ve mitolojisi kurduğu bu seride Yavuz, geçmişe dair bu sorgusuz övgüye ve yaratılan nostaljiye cevaben zamanın ikonlarını günümüze taşıyor.