Arter, 25 Mart – 5 Aralık 2021 tarihleri arasında Emre Hüner’in [ELEKTROİZOLASYON]: Bilinmeyen Parametre Kayıt-Dışı başlıklı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi; yarı kurgusal bir senaryo metni etrafında şekillenmiş yeni üretimlerden oluşuyor.
Küratörlüğünü Aslı Seven’in üstlendiği sergide Hüner, film, roman veya mimari yapı gibi formlar arasında aracı bir unsur olarak gördüğü senaryoyu işlevinden bağımsızlaştırıyor ve nihai bir sonuca varmak yerine açık bir üretim yöntemi, bir senaryo yazım süreci öneriyor.
Çizim, video, heykel ve yerleştirme mecralarında çalışan sanatçının, sergide yer alan heykel, yerleştirme, fotogravür, serigrafi, film sekansı ve metinleri, mecralar arasında dolaşarak ilerleyen, doğaçlamaya dayalı, performatif bir üretim sürecini yansıtıyor. Kaydetme, belgeleme, alıntılama, kalıp alma ve kopyalama gibi estetik jestler aracılığıyla serginin ve filmin mekânları, nesnenin yapıt, prototip, araç, iz ve eyleyen olma potansiyelleri arasında hareket ettiği bir dünya kurgusu öneriyor. Toplam süresi beş saati aşan siyah beyaz film kurgusu ile serginin dijital mecralarda değişen altbaşlıkları, hem mekana hem de zamana yayılışlarıyla sergi deneyimini her ziyaret için farklılaştırarak çok yönlü yankılar ve ucu açık anlam olasılıkları yaratıyor.
Bir kavram olarak [Elektroizolasyon], sergide yer alan biçimler arasında kendini ölçek ve malzeme farkları ve tekrarları üzerinden hissettiren altyapısal bir makine-özneye işaret ediyor ve yapay olanla biyolojik olanı, mekanik olanla organik olanı kavuşturma peşinde bir türlü birleşemeyen kurgusal anlatılar, yapıtlar ve ucubeler üretiyor. Ansiklopedik bir yaklaşımla sıralanan sonsuz listeler, üçboyutlu yazıcının dizgesi ile buluşurken, sanatçının sır deneyleriyle kaportacı, tesisatçı ve elektronikçinin doğaçlama pratiği arasında bir el işçiliği fikri beliriyor.
[ELEKTROİZOLASYON]: Bilinmeyen Parametre Kayıt-Dışı, modernite deneyimini çift kutuplu olarak belirlemiş yalıtım ve kapatma pratikleri ile iletkenlik ve bulaşıcılık olgularının karşıtlığı arasında uzanan ilişkisel bir alanı irdeliyor. Beden parçaları, makine aksamları, değişken bilinç hâlleri, endüstriyel atıklar, mimari kesitler, tıbbi protezler, dil oyunları ve spekülatif terimler, inşaat ve yıkım araçları, bilgi ve meslek kategorileri, insan olmayan yaşam türlerinden parçalar, tümü aynı plastik düzlemde birbirlerinin kayıtlarını tutuyor, birbirlerine öykünüyor ve birbirlerini kopyalayarak çoğalıyorlar.
Serginin bütününde fabrika, laboratuvar, film seti ve yerleşke gibi kapalı mimari mekân düzenlemelerini alıntılayan formlar, steril ve bilimkurgusal bir yabancılaşmayı çağırırken, siyah beyaz film sekansları, mekâna yayılan ses öğeleri ve heykeller müze binasının ve onu çevreleyen şehir dokusunun toprak altı fısıltılarını, pek tanıdık arketiplerini ve artık bedenlerini mekâna taşıyor.
Semiyotik bir makine olarak [Elektroizolasyon], kendi üretim sürecini ve bağlamını hiç durmadan belgeleyerek dokunduğu her yeni biçimi ve mecrayı kendi merkezi etrafında bir yörüngeye çeviren yeni özdüşünümsel katmanlar ve ölçekler salgılıyor.