Arter, 31 Mart – 31 Aralık 2022 tarihleri arasında, küratörlüğünü Selen Ansen’in üstlendiği, Arter Koleksiyonu’ndan seçilen yapıtlarla, bu sergi için üretilmiş işlerin de aralarında yer aldığı mekâna özgü büyük ölçekli üretimleri bir araya getiren Locus Solus başlıklı yeni grup sergisine ev sahipliği yapıyor.
Sergi, merkezine aldığı doğa fikrini olgular, kurgular ve duygular perspektifinden irdelemeyi amaçlıyor. Doğa ile kültürün birbirlerine nüfuz etme ve birbirlerini etkileme biçimleriyle ilgilenen sergi, aynı zamanda organik süreçler ve doğal ortamlarla insan eylemliliği ve insan elinden çıkma yapılar arasındaki kesişim alanlarını inceliyor. Sergide ilişkisel bir kavram olarak ele alınan “doğa”, yerler ile insan ve insan-olmayan varlıklar arasındaki geniş bağlantılar ağı üzerine yeniden düşünme imkânı tanıyor. Ortak anlatıların, ritüellerin, kolektif bilinçdışının ve bireysel deneyimlerin şekillendirdiği çok katmanlı bir inşa olan bu doğa fikri, aynı zamanda insani korkuları ve arzuları da yansıtıyor.
Arter’in 3. ve 4. kat galerilerine yayılan sergideki her bir yapıt, doğal olanla yapay olanın bir arada varlıklarını sürdürmekle yetinmeyip aynı zamanda iç içe geçip çarpıştıkları başlı başına bir dünya sunuyor. Sergide yer alan yapıtlar, genel olarak “doğa” adı altında işaret ettiğimiz yerler, varlıklar ve süreçlerle kurduğumuz çelişkili ilişkiyi açığa çıkarıyor.
Locus Solus maden, bitki, hayvan ve insan varoluşları arasındaki karşılıklı ilişkileri, bu varoluşların birbirlerine aidiyetlerini ve nüfuz etme biçimlerini tekrar düşünmeyi amaçlıyor. Her biri kendi başına bir dünya oluşturan yapıtlar bir araya gelerek, doğayı mitolojilerin, kolektif inanç ve ritüellerin, bireysel hikâye ve deneyimlerin, toplumsal korkuların ve arzuların beslediği ve biçimlendirdiği, kültürel ve tarihsel bir yapı olarak düşünmeyi öneren bir deneyim sunuyor. Doğa ile kültürün birbirini içeren ayrılmazlıklarını vurgulayan yapıtlar, tarih boyunca oluşturulmuş yerleşik kategorilerden kopmayı arzularken bir yandan da kökleri derinlere uzanan bu ikiliklere ışık tutuyor. Locus Solus her şeyden önce, doğanın bizim dışımızda var olan, gelişen ve yok olan şeylerin ve varlıkların bir kataloğundan ibaret olmadığının farkındalığı ve doğanın doğallığının artık verili sayılamayacağı kanaati üzerine temelleniyor.
Hem bir yer hem de bir yolculuk olarak kurgulanan Locus Solus, Latincede “yalnız yer” veya “biricik yer” anlamlarına gelen başlığını Raymond Roussel’in aynı adlı romanından ödünç alıyor. Locus Solus başlığı, Roussel’in romanındaki teatral evrene atıfta bulunarak serginin mekânsal vurgusunu açığa çıkarırken, bir yandan da imgelerin ve sembollerin fiziki sınırların ötesine yolculuk edebildiği bir yere açılıyor.
Sergide Yer Alan Sanatçılar
Murat Akagündüz, Jananne Al-Ani, Halil Altındere, Maddalena Ambrosio, Yüksel Arslan, Claus Böhmler, Xuefeng Chen, Tacita Dean, Osman Dinç, İnci Eviner, Thomas Geiger, Jytte Høy, Ahmet Doğu İpek, Eva Jospin, Ella Littwitz, Miklós Onucsán, Panamarenko, Sarkis, Yehudit Sasportas, Erinç Seymen, Bülent Şangar, Yaşam Şaşmazer, Cengiz Tekin, Endre Tót, Thu Van Tran, Mariana Vassileva, Werner Zellien.