kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Artsy, 2016’nın en etkili sanatçılarını seçti

23 Aralık 2016

Sanatçılar olmadan sanat dünyasının var olması söz konusu değil. Dünya çapında, milyonlar olmasa da bir şekilde sanata hayatını adayan binleri görmezden gelmek mümkün değil. Sanat dünyasında bile, etkileşim artık her zamankinden daha küresel ve yaygın. Artsy editörleri, UBS’in sanat haberleri uygulaması olan Planet Art ve diğer kaynaklarla beraber görüşlerini birleştirirken, 2016 için bazı akımlar ortaya çıktı. Artsy’nin hazırladığı listedeki 10 isim farklı işleri ile ortaya çıkıyor.

Toplumun ve medyanın dikkatini çeken çalışmalarda bulunan sanatçıların değindiği önemli konular politik işkence, ırkçılık, cinsiyetçilik ve iklim değişikliği. Bu sanatçılar, geniş kitlelerin dikkatini flaşla değil, içerikle çektiler. Eğer bu sanat dünyasının yöneldiği yönün bir göstergesi ise, o halde sanat her zamankinden daha ilgili ve güçlü. İşte, 2016’nın en etkili sanatçıları.

  1. Philippe Parreno: 90’lı yıllarda ilişkisel estetikle ilgilenen sanatçılardan biri olan Philippe Parreno, geçtiğimiz Ekim ayında Tate Modern’in meşhur Turbine Hall’unda Anywhen adlı eserinin sanat dünyasıyla buluşmasıyla dikkatleri üzerine bir hayli çekti.
  2. Cindy Sherman: Cindy Sherman, çağdaş sanatın en tanınmış ve öncü resimlerinden bazılarını yaratan New York’lu sanatçı. Bu yıl, sanatçının retrospektifinden seçkiler Cindy Sherman: Imitation of Life başlığıyla The Broad’da sergilendi. Sherman’ın 40 yıllık kariyerini tasvir eden 120 eser,  toplumdaki ve bireysel kimliklerdeki kalıpyargıların büyük etkilerini resmetmedeki yeteneğinin kanıtı.
  3. Ai Weiwei: 2016 yılında mülteci krizi konusuna odaklanan sanatçı Ai Weiwei’in en tartışılan eseri, Suriyeli çocuk mülteci Alan Kurdi’nin sahile vuran ölü bedeninin resmini yeniden yorumlamasıydı.
  4. Kerry James Marshall: 40 yıla yakın bir zamandır Marshall, sanat tarihinde siyah öznesinin yerini sorgulayan güçlü ve karmaşık portreler sergiliyor. Sanatçının eserlerinde Rönesans tasvirleri, tarih resimleri ve Afrikalı-Amerikalı yaşantısı görülüyor. Marshall, hak ettiği ilgiyi bu yıl Mastry başlıklı sergisiyle kazandı. Mastry, şimdiden Amerika’nın en gözde iki kurumu olan Museum of Contemporary Art Chicago ve The Metropolitan Museum of Art’ta kendine yer buldu.
  5. Wolfgang Tillmans: Almanya doğumlu sanatçı, Turner Ödülü’nü kazanan Britanyalı olmayan ilk fotoğraçı. 23 Nisan’da Brexit karşıtı kampanyalara destek veren bir poster serisi yayınladı. Maureen Paley, Galerie Buchholz ve Regen Projects gibi kurumlarda kişisel sergileri açıldı.
  6. Ed Ruscha: 1962’de resimsel geleneklerden koparak, mavi bir zeminde büyük sarı harflerle “OOF” sözcüğünü resmeden Ruscha, bu eseriyle Pop Art’ın simgelerinden biri haline geldi. Bu yıl, Ruscha’nın öncü külliyatı 99 eserle birlikte San Fransisco’da Young Museum’da sergilendi. Ed Ruscha and the Great American West adlı sergi, sanatçının 1956’dan beri yaşadığı Los Angeles’taki palmiye ağaçları, yüzme havuzları, benzin istasyonları ve reklam panolarının resimlerinde ve fotoğraflarında görülen Amerikalıların kusurları ve arzularını yakalamadaki ustalığını ön plana çıkarıyor.
  7. Guerilla Girls: Kurulduğu yıl olan 1984’ten beri Guerilla Girls, sanat dünyasındaki çeşitlilik eksikliğini eleştiriyor. Eşitlikçi, tamamı kadınlardan oluşan grup, konferanslar, posterler, stickerlar, reklam panoları ve birkaç senedir sergiler aracılığıyla, sanat sektöründe ve popüler kültürdeki ırkçılık, cinsiyetçilik ve yozlaşmayı araştırıyor ve halka sunuyor. Londra’daki Whitechapel Gallery’deki sergileri Is It Even Worse in Europe, 383 Avrupalı müze yöneticilerine gönderilen ve sadece çeyreğinin yanıtladığı anketlerde şok eden verileri sunuyor.
  8. Christo and Jeanne-Claude: Kamu sanatının ölçülerini ve kapsamını kökten değiştiren sanatçı ikilisi Christo and Jeanne-Claude, sanat tarihinin en büyük ve cesur çalışmalarından birkaçını gerçekleştirdi. Jeanne-Claude 2009 yılında hayata veda etmiş olsa da, Christo rüya projelerinin pek çoğunu gerçekleştirmeye devam etti. Bunlardan biri, ikilinin 1970 yılında tasarlamaya başladığı The Floating Peers, üç kilometre uzunluğundaki safran turuncusu rengindeki yüzen patika, bu yıl İtalya’daki Iseo Gölü’nde hayata geçti.
  9. Carmen Herrera: Bu yıl 101 yaşına basan sanatçı, 20. yüzyıl soyut resimciliğin öncülerinden biri olarak tanındı. New York’ta yaşayan Kübalı sanatçının bu sonbaharda Whitney Museum of American Art’ta eserleri sergilendi; yeni çizimlerinin yer aldığı sergi ise baharda Lisson Gallery’nin New York ayağında ilk kez sergilendi.
  10. Olafur Eliasson: Çalışmalarında her zaman doğal güçler ve insanlar arasındaki etkileşimin yer aldığı sanatçı, son yıllarda daha politik tutumlar sergilemeye başladı. 2015 yılında, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı boyunca Paris’in merkezine eriyen büz kütleleri yerleştirdi. Bu yıl da, çevresel adalet tutkusuyla, Fransa’nın ünlü Versailles Sarayı’nın yüzeylerini görsel enstalasyonlara dönüştürdü.