Beykoz Kundura, 29 Temmuz – 14 Ağustos 2022 tarihleri arasında 6. kez Bir Yaz Gecesi Festivali‘ne ev sahipliği yapıyor. Film ve müziğin uyumlu birlikteliğinden ilham alarak hazırlanan festival programı bu yıl, unutulmaz film müziklerinin yaratıcısı, 4 Oscar ve 9 Grammy ödüllü Amerikalı besteci ve müzik yapımcısı Henry Mancini’ye odaklanıyor.
1994’te kaybettiğimiz usta müzisyenin bestelediği dört Blake Edwards klasiği, restore edilmiş kopyalarıyla Türkiye’de ilk kez festival kapsamında seyirciyle buluşuyor. Sakar ve şaşkın Fransız polis müfettişi Jacques Clouseau’nun maceralarını konu alan meşhur “Pembe Panter” serisinin ilk iki filmi “The Pink Panther / Pembe Panter” (1963) ve “A Shot in the Dark / Karanlıkta Bir Çığlık” (1964) festivalin ilk haftasında gösterilirken; Audrey Hepburn’ün ikonik performansıyla da hafızalara kazınan 1961 yapımı romantik başyapıt “Breakfast at Tiffany’s / Tiffany’de Kahvaltı” ve 1968 yapımı çılgın komedi “The Party / Tatlı Budala” da festivalin son haftasında izlenebilecek.
Henry Mancini ve Blake Edwards ortaklığının ilk büyük başarısı da olan 1961 yapımı “Breakfast at Tiffany’s / Tiffany’de Kahvaltı”, romantik komedi türünün başyapıtlarından. Truman Capote’nin aynı adlı kısa romanından uyarlanan film, New York sosyetesinde ‘parti kızlığı’ yaparak sınıf atlamaya çalışan Holly’nin, yan dairesine taşınan genç yazara aşık olmasıyla değişen hayatını konu alıyor. Audrey Hepburn’ün ikonik karakteri ve performansıyla hafızalara kazınan film, Henry Mancini’nin Oscar ve Grammy ödüllü müzikleri ve Johnny Mercer’ın sözlerini yazdığı Oscarlı, efsanevi şarkısı “Moon River” ile 61 yıldır parlaklığını yitirmeyen gerçek bir klasik.
İkilinin verimli birlikteliklerinin en bilinenlerinden “Pembe Panter” serisinin ilk iki filmi “The Pink Panther / Pembe Panter” (1963) ve “A Shot in the Dark / Karanlıkta Bir Çığlık” (1964) da festivalde izleyebileceğiniz filmler arasında. Peter Sellers’ın müthiş performansıyla canlandırdığı sakar Müfettiş Jacques Clouseau’nun Pembe Panter elmasını çalmaya niyetli ünlü hırsız Phantom’u yakalamaya çalışırken içine düştüğü komik olayları anlatan “Pembe Panter”, Mancini’nin meşhur tema müziği ve jeneriğinde ilk kez karşımıza çıkan Pembe Panter çizgi karakteriyle de unutulmaz. Serinin ikinci filmi ve hayranlarınca en sevileni de olan “Karanlıkta Bir Çığlık”ta ise, Paris sosyetesinin önde gelen isimlerinden birinin öldürülmesi olayını araştıran Clouseau’nun başına gelen saçma olayları izliyoruz. Açılış sekansı başta olmak üzere pek çok klasik sahne barındıran film, Henry Mancini’nin uçarı müziğinden de destek alarak esprilerin ardı arkası kesilmeyen çılgın bir eğlence sunuyor.
Edwards, Mancini ve Sellers üçlüsünü ‘Pembe Panter’siz buluşturan ilk ve tek film de olan “The Party / Tatlı Budala” (1968) ise, Clouseau kadar sakar olan Bollywood oyuncusu Hrundi V. Bakshi ile tanıştırıyor seyirciyi. Şansını denemek için geldiği Hollywood’da sonunda bir filmde rol almayı başaran Hrundi, seti havaya uçurduğu için kovulduğu filmin yapımcısının partisine yanlışlıkla davet ediliyor ve partinin altını üstüne getiriyor. Edwards’ın sessiz sinema dönemine saygı duruşunda bulunduğu ve slapstick komedinin zirvelerinden sayılan film, tüm zamanların en iyi komedileri arasında gösteriliyor.