kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Cité des Arts sanatçıları’ndan “Aylaklar” sergisi

13 Eylül 2017

 

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 2009’da Paris’in en köklü sanat kurumlarından Cité Internationale des Arts’da 20 yıllığına kiralanan Türkiye Atölyesi’ndeki misafir sanatçı programına katılmış beş farklı sanatçı “Aylaklar” sergisinde bir araya geliyor. Küratörlüğünü İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer’in üstlendiği “Aylaklar”, 13 Eylül – 3 Kasım tarihleri arasında Fransız Kültür Merkezi’nde

Koordinasyonunu İKSV’nin üstlendiği Paris Cité des Arts’daki Türkiye Atölyesi’nde farklı zamanlarda çalışan beş kadın sanatçının işlerinden oluşan “Aylaklar” sergisinde Aslı Çavuşoğlu, İnci Furni, Güneş Terkol, Yasemin Özcan ile İz Öztat & Zişan’ın “aylaklık”tan yola çıkarak yarattığı işleri yer alacak.

Sergiye katılan sanatçıların, içinde yaşadıkları stüdyonun yanı sıra kentle kurdukları etkileşimlerden yola çıkarak oluşturdukları sergide “yürümek” eylemi belirleyici bir rol oynuyor. Yürümeyi, felsefi, coğrafi, manevi, toplumsal, siyasi ve edebi anlamda sorgulayan sanatçılar, şehrin farklı köşelerini, sokaklarını arşınlamayı sıradışı bir deneyime dönüştürerek, aylakların karşılarına çıkan beklenmedik durumlara tanıklık etmelerini sağlıyor ve yürüyüş güzergâhını bir belleğe dönüştürüyor. Yürüme üzerine farklı kuşaklardan ve coğrafyalardan oluşan zengin bir literatürden hareketle gelişen “Aylaklar” sergisinin asıl odak noktası 19. yüzyılda Paris’te Fransız edebi kültürünün önemli bir figürü olarak ortaya çıkan ve daha sonraki yıllarda da zamanüstü ve evrensel bir karaktere bürünen “aylak” figürü.

“Aylaklar” sergisi için İnci Furni mekâna özgü bir yerleştirmeyle binanın avlusunda kuşlar için bir ev yaratacak. Uzun zamandır kuş evleriyle çalışan Furni, bu işinde Fransız Kültür Merkezi binasının bir biriminin aynısını küçülterek yapının mimarisini tekrar eden ve onunla bütünlük sağlayan bir kuş evi yapacak. İnci Furni’nin kuş evi desenleri de sergide yer alacak.

Güneş Terkol ise Fransız Kültür Merkezi’nin İstiklal Caddesi’ne bakan dış cephesinde yeni ürettiği Güzel Günler başlıklı işini sergileyecek. Farklı sebeplerle İstanbul’a göç etmiş kadınların deneyimleri, travmaları, hayalleri üzerine birlikte konuşarak bir atölye çalışması düzenleyen Terkol, katılımcıların kâğıt, kalem, kumaş gibi malzemeler kullanarak göçmen olma ve şehirde kadın olarak hareket etme hâlleri, yaşam ve nefes alma alanlarıyla ilgili hislerini ve hayallerini kolektif bir sanat çalışmasına taşıyacak.

Çeşitli malzemelerle ve farklı alanlarda çalışma pratiği olan Aslı Çavuşoğlu da Muthoscapes ve Teslim6 adını taşıyan, farklı dönemlerden iki işi ile sergiye katılacak. Çavuşoğlu, Muthoscapes ile bir kez daha efsanelerin peşinden giderek farklı tarih ve hikâye yazımlarına işaret ederken, Teslim6’da ise aylaklığın edebiyatla kurduğu derin ilişkiye gönderme yapıyor.

Sergide Limonata Gibi Hava başlıklı bir sanatçı kitabı ile yer alacak Yasemin Özcan, usta dili ve güçlü mizah duygusuyla şekillendirdiği anekdotlarla ziyaretçileri kamusal alanda kadın/erkek, bakan/bakılan, görünür/görünmez olma ilişkileri üzerine tekrarlayan bağlantılar kurmaya teşvik edecek.

İz Öztat ise sergiye adlı yerleştirmesi için tarihi bir figür ve alter egosu olarak gördüğü Zişan’la işbirliği yaparak katılıyor 1930’lar Paris’inde yaşanan bir avangard deney olan Acéphale ile Zişan’ın kesişmesinden yola çıkan bu yerleştirme, farklı medyumlarla bu sergi için yeni üretilen işlerden oluşuyor.

“Aylaklar” sergisinin açılış gecesinde, saat 19:30’da, Yasemin Özcan ‘Flanöz’ün Kalbi’ isimli bir sunum performans gerçekleştirecek. Oğuz Erdin, Güçlü Öztekin ve Güneş Terkol’un yeni grubu GuGuOu da açılış programına aynı gece saat 20.15’de sergileyecekleri, şehirde yürüme, kaybolma ve aylaklık üzerine geliştirdikleri performansla katılacak.

Serginin Özge Güven tasarımıyla hazırlanan kitabında Bige Örer’in sergiyle ilgili yazdığı giriş metni ve Fatih Özgüven’in Türkçede yazan kadın edebiyatçıların aylaklık deneyimleri hakkında yazdığı metne ek olarak Özge Ejder’in sanatçılar ve küratör Bige Örer ile birlikte gerçekleştirdiği bir söyleşi metni de yer alıyor.