Yerebatan Sarnıcı, 22 Temmuz – 24 Ağustos 2022 tarihleri arasında İBB Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı ve DECOL ortaklığıyla gerçekleştirilen “Sarnıcın Yankıları” isimli 8 dakikalık bir çoklu duyusal deneyime ev sahipliği yapıyor. Çalışma, farklı teknolojilerin bir arada kullanıldığı kapsayıcı (immersive) ve çoklu duyusal bir deneyim olarak izleyici ile buluşuyor.
İzleyiciyi günümüzden Yunan mitolojisine kadar uzanan, İstanbul Boğazı’ndan Karadeniz’e yelken açan mitolojik Argo gemisine davet eden DECOL, bu kadim kentin ortak bilincini merkezine alarak, iyileştirici bir yolculuğa çıkarıyor.
Mevlana’nın ‘şiir bir teknedir ve şiirin anlamı bir denizdir’ sözünden ilham alarak tasarladığı bu deneyimde DECOL, İstanbul’u bir şiir olarak konumluyor ve ziyaretçileri izleyici olmaktan çıkarıp, bu şiirin anlamına doğru yola çıkan geminin yolcuları hâline getiriyor. Mimari aydınlatmaların kontrolü, lazer etkileşimi, ses sistemi ve kapsayıcı haritalama teknolojilerinin kullanıldığı çalışma, İstanbul’un kolektif hafızasında yer alan mitolojik ve şiirsel geçmişini bir araya getiriyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür AŞ tarafından işletilen Yerebatan Sarnıcı’nın restorasyon süreci ile başlayan “Sarnıcın Yankıları”, İstanbul’dan şehir manzaraları ve su teknolojileri görüntüleriyle devam ediyor. Kentin Ulysses ve Odysseia destanlarında geçen geçmişine kadar uzanan eser, Altın Boynuz’un Marmara sularından Karadeniz’e ulaşan yolculuğuna, Bizans’ın efsaneleşmiş su getirme çalışmalarından Osmanlı su yollarına, Medusa’nın Deniz Tanrısı Poseidon ile aşkından İstanbul’un koruyucu tılsımlı sütunlarına kadar uzanıyor, ve ziyaretçilerini Medusa ile Şahmaran’ın dansına ortak ediyor.
DECOL tarafından tasarlanan proje, sarnıca yayılan etkileşim boyunca İstanbul’un kadim koruyucu tılsımlarını Yerebatan’ın restorasyonu ile bir araya getiriyor. İstanbul kuruluş mitleri ve kentin tarihinde yer alan farklı dinlerin kutsal emanetlerine de yer veren çalışma, sarnıcın tarihi duvarlarında, sütunları üzerinde ve Yerebatan’ın sularında deneyimlenebilecek şekilde tasarlandı.
Projenin müzik direktörlüğünü Tilde Sound Art Stüdyo‘dan Alican Okan üstlenirken, müzikal kompozisyonlarında Tilde Sound Art Stüdyo‘dan Erdem Tunalı yer alıyor.