kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Didem Erk TarraWarra International 2017’de

5 Eylül 2017

Sanat ve mekân anlayışını bir araya getiren ve Avustralya modernizminin önemli tarihçesini ve çağdaş sanattaki yeni gelişmelerini Avustralyalı ve uluslararası ziyaretçilerin geniş bir kesitine sunan TarraWarra Museum of Art, bu yıl 2 Eylül – 12 Kasım tarihleri arasında 3.’sünü gerçekleştirdiği TarraWarra International 2017‘de yine küresel sanatçıları bir araya getiriyor.

Çin’den Cao Fei, Hong Kong’dan Cyrus Tang, Avusturalya’dan Patrick Pound ve Tom Nicholson gibi sanatçıların yanında sergiye Türkiye’den Didem Erk davet edildi. Didem Erk’in “I wish I could not be traced in archives (Mekânım Datça Olsun | May Datça be My Resting Place)” ve “Black Thread” adlı yeni eser üretimlerine SAHA Derneği destek verdi.


“I wish I could not be traced in archives (Mekânım Datça Olsun | May Datça be My Resting Place)” (2017) adlı iş, sanatçının devam etmekte olan performatif proje dizisinin bir parçasıdır. Mekânla ilişki kuran bu proje, Datça’nın hem Ege hem de Akdeniz tarafında mülteci cesetlerinin kıyıya vurduğu bölümünde gerçekleşiyor. Bu eser, coğrafi bir geçiş yolunun siyasi bir eylem haline geldiği politik bir sınırı değil, coğrafi bir sınırı ifade eder. Didem Erk bu çalışmasında, Datça’nın Kuzey ve Güney kısımlarını dolaşırken, ünlü şair Can Yücel’in “Mekânım Datça Olsun” başlıklı kitabından kesitleri yüksek sesle okur. Yürüdüğü yollar, belirli bir kimliği olmayan, varolmayan yerlerdir.

Sanatçının sergide yer alan “Black Thread” adlı işi, sansürlenip yakılan ikinci el kitaplardan oluşan ayrıştırılmış ve yeniden oluşturulmuş bir yerleştirmedir. Bir şeyi örtmek bazen onu görünür kılar, bir kelimenin altını veya üstünü çizmek onu okunaklı hale getirir. Hafıza, performatiflik ile nasıl ilişkili kurar? Bellek, kelimelerin, seslerin ve kokuların bir örgüsüdür.