kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Digi.logue’un yeni sergisi David OReilly imzasını taşıyan “Everything”

17 Mayıs 2017

Zorlu Holding ve Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin günümüzün en önemli kavramlarından biri haline gelen dijital dönüşümü desteklemek üzere hayata geçirdiği Digi.logue, 11 Mayıs – 3 Temuz 2017 tarihleri arasında yeni bir sergiye ev sahipliği yapıyor.

Digi.logue Space’te açılan sergi; şimdiye dek sayısız ödül kazanan ve başarılarıyla adından söz ettiren dünyaca ünlü film yapımcısı ve oyun yazılımcısı David OReilly’nin Playstation’dan çıkan Everything oyunuyla aynı adı taşıyor.

Sergide; David OReilly tarafından yazılan ve ünlü filozof Alan Watts’ın ilham verici felsefesiyle anlatılan “Everything” isimli video oyununun yanı sıra sanatçının, birçok ödüle layık görüldüğü, Venedik Bienali ve MoMA’da gösterilen, aralarında “Please say something” ve “The External World” filmlerinin bulunduğu bir seçki de yer alıyor. Ayrıca vizyona girdiğinde çok tartışılan Spike Jonze’un yönetmenliğini, OReilly’nin ise animasyon direktörlüğünü üstlendiği “Her” filminden kısa bir bölüm de yine sergi kapsamında gösteriliyor. Ziyaretçiler, aynı zamanda Digi.logue Space’de özel olarak dizayn edilmiş alanlarda sanatçının sergiyle aynı adı taşıyan ve 2017’de mutlaka deneyimlenmesi gereken oyunlar arasında gösterilen son video oyunu Everything’i de oynayabiliyor.

Satışa sunulduğu andan itibaren tüm dünyada büyük ilgi gören oyun, doğal simülasyon yöntemiyle kullanıcılarına evreni keşfetme şansı tanıyor. Everything’in en önemli özelliklerinden biri, dünya ile kişi arasında, bitmeyen bir belgesel film formatında ilerlemesi olarak öne çıkıyor. Oyunda kullanıcının kendini; hayvanlardan gezegenlere, galaksilerden oyun içerisinde görülebilen 3000 çeşit canlı-cansız nesneye dönüştürebilmesi oyunun ismine de ilham verirken, Everything’in esas özelliği dış ve iç uzay arasında seyahat etme, dünya içinde dünya kurabilme ve diğer oyunların aksine zorunlu hedef veya görevler olmaksızın hayal gücünün sınırlarını zorlayarak sıra dışı bir deneyim yaşatması oluyor.

Zorlu Holding Kurumsal İletişim Genel Müdürü Aslı Alemdaroğlu: “Dijital sanata ilgi günden güne büyüyor”

Zorlu Holding Kurumsal İletişim Genel Müdürü Aslı Alemdaroğlu “Zorlu Holding olarak yenilikçi bir vizyona sahibiz ve bu vizyon da bize, çağımızın olmazsa olmazı dijital gelişimi desteklemek ve bu alana merakı olan herkese bir kapı açmamız gerekliliğini sağlıyor. Dijital medya, video, interaktif sanat, bilgisayar grafikleri ve animasyonları gibi yeni medya teknolojilerini içinde barındıran dijital sanata olan ilgi şüphesiz günden güne büyüyor.

Zorlu Holding ve Zorlu PSM olarak hayata geçirdiğimiz “Digi.logue” da bu alana merakı olan, kendini geliştirmek herkesin yararlanabileceği bir kaynak niteliğinde. Hem online hem de Zorlu PSM’deki fiziksel alanı Digi.logue Space ile bu alandaki eksikliği gidermek amacıyla oluşturduğumuz bu platform, şu an ikinci sergisi “Everything”e ev sahipliğine yapıyor. Dijital dönüşüm dünyasının en önemli dinamiklerinden bilgisayar grafikleri ve animasyonlarının başarılı ismi David OReilly’nin ses getiren ve günümüz dünyasını sorgulatan Everything isimli oyunu, günümüzde aslında tüm canlı ve cansız nesnelerin nasıl da birbirleriyle bağlı olduğunu göstererek, oyuncuyu bu anlamda bir sorgulama yapmaya sürüklemesiyle çok anlamlı. Yeni dünyayı keşfetmek isteyen herkesi, Zorlu PSM içinde yer alan Digi.logue Space’e bekliyoruz”. 

Zorlu PSM Genel Müdürü Murat Abbas: “Odağımız teknolojinin sanata, sanatın teknolojiye dokunduğu alanlara dokunmak”

Zorlu Performans Sanatları Merkezi Genel Müdürü Murat AbbasSon dönemde tasarladığımız ve hayata geçirdiğimiz işlerin, “sorgulama” hissiyatı yaratmasına, geleceğe kapı açmasına ve farklı disiplinleri bir araya getirmesine oldukça dikkat ediyoruz. Odağımız, sanatın teknolojiyi, teknolojinin sanatı belki de ters düz edip farklı anlamlar yüklediği noktalara dokunmak ve bunları insanlarla buluşturmak. Zorlu Holding de bu yönde yaptığı çalışmaları ve oluşturduğu Digi.logue platformu ile bize odaklandığımız bu yolda çok iyi bir ortak oldu. Galeri alanımızda, yaratıcılık ve teknolojiye yönelik farklı bakış açıları sunan Digi.logue Space’i ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Platformun 2. sergisi Everything, bize hayatın, aslında nasıl da bizim kendi koyduğumuz kurallarla oynanan bir oyun olduğunu düşündürüyor”.

Digi.logue Sorumlusu Lalin Akalan: “Everything ile izleyicileri başka bir yolculuğa ve bakış açısına davet ediyoruz”

“Digi.logue Space Sorumlusu Lalin Akalan “Digi.logue, yaratıcı teknolojileri ve bunların kullanımlarını multidisipliner alanlarda inceleyen, bu dönüşümün hayatımıza, insana olan etkilerini sorgulayan bir platform.

Digi.logue, online platformu www.digilogue.com’un dışında Zorlu PSM’de bulunan fiziki alanı Digi.logue Space’de de Everything ile birlikte 2. sergisini açmış oldu.

Digi.logue Space’deki ilk sergimiz AUDINT’in (Audio Intelligence) “Upload=Delphic Panaceas”da ses frekansları araştırmalarının insan bilincine olan etkilerini gözler önüne serdiği çalışmasıydı. Bu sergide, 1950’den beri süregelen vaka araştırmalarıyla konuyu ele alan akademisyen sanatçı kolektifi AUDINT’in, ses frekanslarının etkilerinin medyadan silah endüstrisine uzanan geniş bir alanda nasıl kullanıldığına varan ve bir nevi bilim-kurgu olarak tanımlanabilecek bu dünyayı ziyaretçilerimizle buluşturduk.

2. sergimiz Everything’de ise aslında bambaşka bir yolculuğu ve bakış açısını deneyimlemek üzere yola çıktık. Çoğu insan için alternatif bir gerçekliğe dönüşmüş olan; kazanma-kaybetme gibi hırs ve hiyerarşi içeren video oyun dünyasını, gerçek anlamda bir varoluş sorgulamasına dönüştüren Everything isimli oyuna, Digi.logue Space’de yer vermek istedik.

Bilinç simulasyonu olarak tanımlanan ve David OReilly imzasını taşıyan Everything; merhum filazof Alan Watts’ın ses kayıtlarını kullanması, Schopenhauer, Marcus Aurelius ve Seneca gibi İtalyan stoacıların yanı sıra Amerikalı şair Emerson gibi düşünürlerin yazılarına oyun içinde yer vermesiyle aslında “oyun oynama”yı hayat algısıyla örtüştürüyor.  Oyunun “ben” olmak ve “ben” olarak hisseden tüm canlıların aslında birbiriyle olan bağlarını incelemeye yönlendirmesi ve teknoloji ağırlıklı gelecek beklentisine varoluş sorgulamasını da katması Everything’i deneyimlemeye değer kılıyor. (örnek eklemeler: Algı egzersizi, sistemler incelemesi…)”