Dirimart, 9 Nisan – 22 Mayıs 2022 tarihleri arasında Shirin Neshat’ın son dönem eserlerini bir araya getiren ‘Land of Dreams’ başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergiyle eşzamanlı olarak, Neshat’ın aynı ismi taşıyan üçüncü uzun metraj filmi de 41. İstanbul Film Festivali kapsamında üç farklı sinema salonunda gösteriliyor.
Land of Dreams başlıklı son çalışmasında Neshat, kariyerinde ilk kez merceğine misafiri olduğu ülkeyi, Amerika’yı alıyor ve Trump yönetimi altında beyaz üstünlüğünün ve göçmenlere yönelik tehdidin bireysel yaşamları nasıl parçaladığını belgeliyor. 111 portre fotoğrafına eşlik eden çift kanallı video yerleştirmesi ve uzun metrajlı film, çağdaş Amerika’nın portresini çizerken izleyiciye çokdisiplinli, yoğun bir deneyim sunuyor.
2019’da New Mexico’da hayata geçirilen proje, sanatçıdaki görsel ve kavramsal bir değişime işaret ediyor. Land of Dreams başlıklı ilk video, yerel insanları evlerinde fotoğraflamak için Batı Amerika’yı dolaşan Simin adında İranlı bir fotoğrafçıyı takip ediyor. Filmin kahramanı, tanıştığı insanlara en son gördükleri rüyalarını sorar ve sonunda kendini her bireyin bilinçaltında dolaşırken bulur. New Mexico’nun muhteşem manzaralarının sinematografik görüntüleri senaryoyu tamamlar.
The Colony başlıklı ikinci video ise Simin’in karşılaştığı insanların rüyalarını ve portrelerini arşivlemekle görevlendirilmiş bir İran casusuna dönüştüğü oldukça tehditkâr ve distopik bir hâl alır. Bu arşivler daha sonra fabrika benzeri bir tesiste düzinelerce rüya bilimci tarafından kaydedilir ve analiz edilir. Hem hayali hem belgesel nitelikteki videolar, çarpıcı görüntüleri ve barındırdıkları siyasal hiciv aracılığıyla sosyal, siyasal ve ekonomik adaletsizlik altında yaşayanların paylaştığı bir insanlık durumunu düşündürür.
Neshat tarafından çekilen, New Mexico sakinlerinin 111 portresinden oluşan fotoğraf yerleştirmesi, kurgusal Simin karakterinin röportajları sırasında çekmiş olabileceği fotoğraflardan oluşur. Bu portreler, farklı yaş ve cinsiyetten Amerika yerlileri, Afrikalı Amerikalılar ve Hispanikler gibi Amerikan kimliklerinin çeşitliliğini yakalar. Videolardaki kurgusal kahramana benzer şekilde Neshat da bu insanlara rüyalarını sorar ve bazılarını portrelerin üzerine Farsça yazılarla kaydeder. Sanatçının geçmiş işlerinden tanıdığımız portrelerin üzerine kaligrafi uygulama pratiği bu bağlamda bir kez daha ortaya çıkar. Neshat, bu bakış açısıyla toplumun içindekilerle dışındakiler arasında insani bir bağ kurar. İç içe geçerek birbirini tamamlayan bu işler bütünü, hayallerin birçok kişiye satıldığı ancak çok az kişiye verildiği bir ülkeyi gözler önüne serer.
İlk kez 78. Venedik Film Festivali’nde gösterilen, Neshat’ın üçüncü uzun metrajlı filmi Land of Dreams İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 41. İstanbul Film Festivali’nde izlenebilir. Filmde rol alan oyuncular arasında Sheila Vand, Matt Dillon, William Moseley ve Isabella Rossellini yer alıyor.
Yaşamını ve çalışmalarını New York’ta sürdüren İran doğumlu sanatçının pratiği, insanın varoluşunu etkileyen dini ve siyasal güç kavramlarına odaklanıyor. Neshat, genç bir yetişkinken 70’lerde radikal İslam’ın yükselişine ve İran İslam Devrimi’ne şahit olur. 90’lardan beri Amerika’da sürgün hayatı yaşayan İranlı bir kadın olarak, İslam’a karşı feminizm gibi bazı baskın anlatılara nüans getirme arzusu geliştirir.