Dirimart, 6 Temmuz – 7 Ağustos 2022 tarihleri arasında, Gallery Dado işbirliğiyle hayata geçirdiği Park Chul | Jeong Hyun-Sook sergisine ev sahipliği yapıyor.
1994’ten günümüze Kore çağdaş sanat dünyasına aktif olarak katkıda bulunan Dado, İstanbul’da ilk defa sergilenmek üzere portföyünden Kore’nin iki önde gelen sanatçısını önerdi. Dirimart’ın günümüzün en canlı sanat dünyasına sahip şehirlerinden biri olan Seul’le kültürel bir değiş-tokuş başlatma girişimlerinin ilk adımı olan sergide iki sanatçının yakın tarihli işlerinden bir seçki izleyiciyle buluşuyor.
Park Chul, sergide gösterilen soyut kompozisyonlarında geleneksel Kore kâğıt sanatı Hanji ile doğal boyalar kullanarak hasıra benzer yüzeyler elde ediyor. Sanatçı bu işlerinde Kore hayat tarzındaki hızlı değişimlerden ötürü kaybolan yüzeylerin estetiğinin arayışındadır. Kore kültürel geleneklerin ruhaniliğini çağıran bu resimlerinde Chul, kolayca terk edilip unutulan gündelik hayat nesnelerine yönelik duygusal bağlarını araştırır. Sanatçı Ensemble serisinde hayatın büyülü ritmini yakalamaya çalışır. Bu seride, doğa dostu, doğal bir his vermek amacıyla temel olarak indigo mavisi, meşe palamudu moru vey alancı safran kırmızısı pigmentlerinden oluşan doğal boya kullanır, öte yandan eserlerde beliren keman Batı’nın Kore modernleşmesi üzerindeki etkisinin sembolüdür: Doğu ile Batı arasındaki ahenk ve çatışmanın bir temsili.
Jeong Hyun-Sook’un sergide gösterilen işleri esinini ışıktan alır, ki mitlerde olsun gerçek hayatta olsun ışık hep hayat veren olmuştur. Yüzyıllardır insan, hayatın temelinde yatan bu gücü metafizik bakışlarla anlamaya ve tanımlamaya çalışmıştır. Kore kültürünün bir diğer önemli nesnesi olan vazodan esinini alan soyut işleri, sedef kullandığı akrilik resimleriyle diyalog hâlindedir. Dekoratif sanatların bu büyüleyici malzemesiyle yaptığı çizgilerle yüzeyin ışık ve farklı görme açılarıyla derinden etkileşime girmesini sağlar. Yüzyıllara yayılan bir estetik anlayışına dayanan fikirler, hisler, nesneler ve unsurlar sanatçının çağdaş bir perspektif sunan bu işlerinde beden bulur.
Eğitimlerini modern Batılı güzel sanatlar alanlarında almış olan iki sanatçının sanat pratiklerinin odağında ülkelerinin kültürel sembollerinin yorumları bulunur, ikisi de eski ve çağdaş olan arasında bağlar kurma peşindedir. Sanatçıların İstanbul’daki bu ilk sergilerinde Dirimart, uzun yılların tartışma konusu olan günümüz sanatında geçmişin yeri meselesine yeni bir perspektif sunmayı amaçlıyor.
