kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Dirimart’ta yeni sergi: “Üç Kişilik Oyun”

26 Şubat 2020

Dirimart, 26 Şubat – 5 Nisan 2020 tarihleri arasında “Üç Kişilik Oyun” başlıklı sergiyle Fahrelnissa Zeid‘in eserlerine ev sahipliği yapıyor.

Sergi, Türkiye’de modernizmin önde gelen isimlerinden Fahrelnissa Zeid’in gençliğinde yapmaya başladığı ve 1975’te Amman’a taşındıktan sonra hayatının son döneminde ağırlık verdiği portrelerinden bir seçkiyi sunuyor. Sanatçının farklı dönemlerini temsil eden bu portreler, izleyiciyi sanatçının yirminci yüzyıla yayılan pratiğini keşfetmeye davet ediyor.

Ailesini, yakın dostlarını ve öğrencilerini tasvir ettiği portreler, sanatçının seksen yıl boyunca tuttuğu eskiz defterlerinin sayfalarında belirir. Yoğun olarak portreyle ilgilendiği dönemlerde iki farklı eğilim gözlemlenir: 1960–1972 yılları arasındakiler dokunaklı psikolojik araştırmalar niteliği taşırken, Amman döneminde yaptıkları forma ve renge vurgu yapar, detayları öne çıkarır. Kızı Şirin Devrim’e göre “hayatının en yaratıcı, üretken ve ödüllendirici dönemi”ne denk gelen Amman yıllarında Fahrelnissa, öğrencilerine sanat dersleri verirken kendi pratiğinde portreye ağırlık verir. Yenilikçi, entelektüel enerjisini öğrencilerine akıtır, portreler ise safi “kendisi için” yaptığı resimlerdir.

Fahrelnissa’nın 1960–1972 dönemi portreleri iki kategoride incelenebilir: galericilerinin, onların ailelerinin ve arkadaşlarının yüzlerini ve gövdelerini resmeden portreler ve en yakınlarının yüzlerinin çok yakından betimlendiği psikolojik içerikli portreler. Yakın plan portrelerde ten soyut bir yüzeye dönüşür, yüzler umulmadık renklerin üst üste gelmesiyle yeniden yapılanır. İri gözler, düşünceli bakışlar, basitleştirilmiş yüz hatlarıyla birbirini andıran modeller Fahrelnissa’yla da benzerlikler gösterir. Kalın parçalar halinde sürülen boya katmanları ve spatula kullanımıyla açılan yarıklar bu dönem portrelerinin ortak özellikleridir. Fahrelnissa’nın natüralist yaklaşımı bile soyut nitelikler barındırır: Arka plan için dikkatle seçtiği monokromatik renk uygulamaları ve tonlamalarıyla, heykelsi bir yapıda olan, belirli bir ışık kaynağından yoksun soyut portrelerdir bunlar. Kostüme ve modelinin arketipsel sembollerine önem verdiği bu stilize portrelerde yüz genelde tam karşıdan görünür, yüzey ise resmin nesnesi haline gelir.

Fahrelnissa, Amman dönemi portrelerinde, 1960’lardan taşıdığı statik kompozisyonlara, stilize modellere, jenerik yüz hatlarının çevrelediği büyük gözlere bazı yenilikler ekler. Tende kullandığı nüanslı tonları ve spatula darbelerini bırakır, dışavurumcu cloisonnisme [bölmeli mine] yaklaşımını benimser. Renk parçalarının siyah hatlarla çevrelendiği bu üslubu soyut eserlerinden sonra portrelerde de uygulamaya başlar; portre çalışmalarındaki görsel sürekliliği kırar, üç boyutluluğu yok sayışını vurgular. Bunlar, resmettiği kişinin karakteriyle sade renkleri birleştirdiği, figüratif dışavurumcu tarzda saf resim alıştırmalarıdır. Önceki portrelerinin anılarını taşırken, sanatçının soyut sonrası resimlerindeki akademik olandan özgürleşmenin izlerini taşır. Portrelerin görüntüyü taklit etmesindense ona “hayat vermesi” gerektiğine inanan sanatçı, kasten perspektif, hacim veya rötuşta hatalar yapar. Kontrast halindeki doygun renklerle renk hâkimiyetini ön plana çıkarır, durağan yüzlere dinamizm kazandırır.