Galeri 77, 16 Eylül – 17 Ekim 2021 tarihleri arasında Halil Sercan Tunalı’nın “Bir İlkel Uzay Macerası” başlıklı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor.
Galerinin yeni temsil etmeye başladığı sanatçı Halil Sercan Tunalı, izleyicileri çizimleri ile gerçeklik ve hayal dünyası arasında soyutlanmış, özümsenmiş, ileri ya da geri, güncel ya da ilkel ama bir o kadar da deneysel bir kurguya davet ediyor. Kompozisyonlarında minimalizm ve sürrealizmin etkilerine sıklıkla karşılaştığımız sanatçı, dışavurumculuk, optik ve soyut sanatın etkilerinden de beslenmeye çalışıyor. Picasso, Miro ve Escher gibi sanatçılardan etkilenen Halil Sercan Tunalı, resimlerinde kullandığı sembollerin bir alfabe oluşturmasıyla birlikte izleyiciyle kurmak istediği bağları güçlendirmeye çabalıyor.
Halil Sercan Tunalı’nın eserleri sözü edilen realizm ve gerçekliğin ayna tutulmuş, yalınlaştırılmış, minimal anlatılarını oluşturuyor. Tunalı’nın illüstrasyonlarında kişiselleşen bir gerçeklik yanında toplumsal bir realizm de oldukça yaygın kullanılıyor. Gündelik ve güncel konular bilimsel gerçeklikler ile birlikte görsel bir füzyon içinde imgesel bir boyuta ulaşıyor. Yazı ve görsel ile harmanlanan, yalın ve sade bir dil, içerik olarak okura ve izleyiciye ulaşan yapıtlar günümüzün gerçekliği içindeki kesitleri masalsı bir üslup ve şiirsellik içinde sunuyor. Tunalı’nın sosyo-politik konulara, kültürel deformasyon ve bireysel çarpışmalara yer verdiği yapıtları koyu ve açık renklerin öznelleştirilmiş yaklaşımı içinde karanlık ve aydınlığın bir dualitesi, yan yana bir armonisi olarak izleniyor. Suluboya, asit bazlı kalem ve akrilik gibi teknikler ile hazırladığı illüstrasyonlarında kompozisyonda yer yer koyu tonların işgali ile tüm negatifliklere işaret ederken, kimi yerlerde ise pastel ve uçucu, lirik tonların yan yana gelmesiyle tatlı bir yaz esintisinin keyifli ve poetik bir balansını pozitif konulara işaret ederken kullanıyor.
Halil Sercan Tunalı’nın “Bir İlkel Uzay Macerası” ismini verdiği sergisi insanın evrendeki nokta kadar dahi olmayan varlığı üzerinden yaratılan egoları, yok edilen yaşamı, gerçek ve kurgu arasındaki göstergeleri, bilim, sanat, kültür ve toplum ekseninde sosyal medyanın ve bugünün bir dili olarak çok boyutlu bir algı meselesi şeklinde sunuluyor. Absürt ve ironik olan tüm bu hayat Halil Sercan Tunalı’nın zihninden yeni bir sorgu, keskin bir anlatı olarak çıkıyor. Tüm bu modernite karşısındaki çaresizliğimiz, bencilliklerimiz, dünyayı ve kendimizi kurtarma çabamız lirik bir esinti gibi karşımızda duruyor.