kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Galerist’te yeni sergi: “Geçerken”

31 Ekim 2019

Galerist, 25 Ekim – 23 Kasım 2019 tarihleri arasında Seza Paker’in ‘Geçerken‘ başlıklı, galerideki 5. solo sergisine ev sahipliği yapıyor.

Seza Paker’in asamblajlar (İsimsiz(Biz)), heykel (All Well revisited) ve sihirli bir video yerleştirmesine (Ghostly Tea Party) yer veren sergi zihnin içinde varolan güçler arası ilişkileri anlama ve sunma olarak kurgulanıyor.


‘Geçerken’ adlı sergiyle Seza Paker, hayat karşısında mesafe almadan, insan olmanın ne anlama geldiğini sunuyor. Yaşamdan geri kalmadan, yaşamın içinden geçerken kendi varoluş koşullarını anlamaya adanmış çalışmalarıyla Paker, kendisini sırça bir köşke ya da bir dağ kulübesine kapatmıyor, hayatın içine dalıyor. Bu çalışmalar sadece sanatçının kendi varoluşunu anlama çabasından ibaret değiller, aynı zamanda herkes tarafından paylaşılan imgeler aracılığıyla modern insanı oluşturan değişik iktidar alanlarını, dünyada olmanın, dünyalı olmanın ne anlama geldiğini de keşfetmeye doğru yöneliyorlar. Siyaset, doğa, teknoloji, sanat gibi günümüz insanını oluşturan hiçbir etken çerçeve dışına atılmıyor. Çerçevenin içinde ise sanatçının yıllar boyu parça parça, katman katman oluşturduğu imge ve materyal arşivinden derlenmiş asamblajlar yer alıyor. Kimi zaman bir fotoğraf kimi zaman bir parça vintage kumaş, deri, kına ve makyaj malzemeleri ama her zaman bedensel varlığı ön planda olan bu arşivsel parçalar bir araya geldikleri zemin üzerinde küçük müzikal yerleştirmeler ortaya koyuyorlar. Karanlık kaosa (zaman içinde gökyüzündeki satelit parçaların dünyaya düşüşü, kara güneş, binaların dünyayı kapsaması) doğru gelişerek işleyen ve tekrar eden motifler ‘Geçerken’ adındaki sergide yan yana yerleşiyor ve başka varoluşlar tarafından da paylaşılabilir hale geliyorlar.

‘Geçerken’, insan olmanın hakikatini, bilinçdışının bulanık sularında aramadan, insanı çevresiyle ilişki halinde ele alıp, insan bilincini oluşturan kuvvetleri mümkün olduğu kadar açık bir şekilde işaretlemeye doğru gidiyor. Alabildiğine kişisel ama aynı zamanda kişiselliğin merkezine kolektiviteyi koyduğunda, herkes tarafından paylaşılabilecek bir yapısı olan sergide insanlığın hazları ve kaygıları iç içe geçiyor. Hakim politikalara neşe ve elem üzerinden cevap veriliyor. İnsan olmaya içkin olan direniş hatları tasnif ediliyor.