kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Halka Sanat’ta yeni sergi: “Kayıtsızlık Şenliği”

11 Mart 2019

Halka sanat projesi, 10 Mart – 14 Nisan 2019 tarihleri arasında  küratörlüğünü Bahar Güneş ve Öykü Demirci’nin yaptığı Kayıtsızlık Şenliği adlı sergiye ev sahipliği yapıyor.

Sergi; Baysan Yüksel, Cins, Çağrı Saray, Didem Erbaş, Doğu Çankaya, Horasan, Işıl Eğrikavuk – Jozef Erçevik Amado, İpek Çankaya ve Murat Germen’in resim, fotoğraf, video ve şiir yerleştirmelerini bir araya getiriyor.

Kayıtsızlık; akla ilk gelen sinik çağrışımıyla aldırışsızlık, aldırmazlık, ilgisizlik, umursamazlık anlamına gelir. Milan Kundera “Kayıtsızlık Şenliği” adlı romanında kelimenin diğer bir gücünden bahseder: “Kayıtsızlık alaydan, satirden ve sarkazmdan daha güçlüdür.” Bu cümleyi şu şekilde yorumlamak mümkün: Bir şeye, bir kişiye ya da bir duruma kayıtsız kalmak aslında onun varlığını sorgulamaktır. İlk bakışta edilgen bir sorgulayış gibi algılansa da bu verilecek her türlü tepkiden, en saldırgan olanından bile, daha büyük bir etki yaratır çünkü bir şeye kayıtsız kalmak aslında onu yok saymaktır. Elindeki erkin değersizleşmesi “yok hükmünde” durumuna düşmesidir. Her çıkış kendine bir özne bulduğu ve yanıt aldığı sürece var olur. Bu anlamıyla kayıtsızlık karşı durulanın sembolik varlığını ve gücünü elinden alır.

Günümüzde kendine özgü duruşların yitirildiği, tek tip kalabalıkların çoğaldığı, şiddetin her türlüsünün normalleştirildiği, farklı kültürlerin sınırlarını kaybettiği, kendine muktedir çoğunluğa benzemeyenin ötekileştirildiği, doğasını kaybeden yapılarda, bir direniş biçimi olarak kayıtsızlık başka bir anlam temsil ediyor.

Adını Kundera’nın aynı adlı romanından alan Kayıtsızlık Şenliği sergisinde kayıtsızlık her gün içinde yaşadığımız ve beraber yarattığımız bu çağı kabullenip ve onunla bütünleşip hiçbir şeyi sorgulamadan yaşamak anlamına gelmez. Tam tersi, olumsuz olanı görüp olumsuz olmayanı arayıp bulmaktır. Bir kaçış planı değil iyi olanın verdiği ilhamla kendi bakışını belirtmektir. Ne kadar yaygın ya da benimsenmiş gibi görünse de süregidene aldırış etmeden kendi yanıtlarını üretmektir. Bireyin daha iyi bir dünya olasılığına inancını hiç kaybetmediği “olmak” ve “oluş” un ezeli ve ebedi olduğu, kendini gerçekleştirmenin ve özneleşmenin önüne geçen her durumla bir savaştır.

Kayıtsızlık Şenliği’nde davetli sanatçılar, yaşadıkları ve gözlemledikleri dünyada, dünyayı ciddiye alma ya da almama yöntemlerini ve kendi kayıtsızlık biçim ve çözümlerini ortaya koyuyorlar.

Sergi, kişisel öykülerin ve hayal kırıklığı, mücadele, umut, direnç gibi insani ve yaşamsal tepkilerin, geniş bir eksen üzerinde her türlü erkle çarpıştığı alanı mihengi noktası olarak ele alıyor ve bu dünyaya ilişkin sorular, arayışlar ve ilhamların üzerinde yükselen bireysel ya da kolektif varoluş biçimlerinin sanatsal karşılıklarını irdeliyor.

İçinde bulunduğu çağa ve çevreye farklı yaklaşım ve yanıtları olan sanatçıları buluşturan sergi, umuda yönelik politik, şiirsel ya da nüktedan anlatım dillerini bütüncül bir hikaye kurmak niyetiyle yan yana getiriyor.