kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

“Hatırladığım Kadarıyla Ben Hep Vardım” Sergisi Atölye 21/1’de

12 Aralık 2018

Kültür için Alan tarafından desteklenen Monitor, “Hatırladığım Kadarıyla Ben Hep Vardım” başlığını taşıyan yeni sergisinde, Adrian Paci ve Hera Büyüktaşçıyan’ı 12 – 19 Aralık 2018 tarihleri arasında Atölye 21/1‘de ağırlıyor.

Her iki sanatçının da üretim pratiğinde önemli bir yer tutan aidiyet kavramını zamanın anları üzerinden sorgulayan sergi, Beatriz Sarlo’nun bellek kültürü hakkında kaleme aldığı Geçmiş Zaman isimli kitabında bahsettiği gibi, her tekrarda dönüşüm geçiren anlatının yarattığı zamansallığa odaklanır.

Arnavutluk doğumlu sanatçı Adrian Paci, göç, hafıza ve kültürel kimlik kavramları üzerine yoğunlaşan çalışmalarını ve yaşamını 1997’de iltica ettiği İtalya’da sürdürüyor. Paci’nin “Sütun” isimli çalışmasında, ait olduğu yerden sökülüp alınan mermer parçasının okyanus aşırı seyahatine tanık oluruz. Uzak Doğu’dan ayrılıp Avrupa’ya açıldığı yolda geçirdiği dönüşüm, doğadan alınıp insan eliyle kültüre dönüştürülmesiyle sınırlı değildir. Bu dönüşüm, bizi küreselleşme çağında kültürel kimlik sorgulamalarına götürdüğü gibi, zaman tasarrufu üzerine düşünmemize de yol açar. Gemide, hızla akıp geçmeyen zamanın içinde elde edilmeye çalışılan kâr, işçilerin bedeninde ilk bakışta dahi görebileceğimiz izlerden beslenir. Ufuk çizgisinin netleşmediği bu yolculukta değişime uğrayan yalnızca taş parçası değildir. Ancak bu değişim, sütuna dönüşen mermerdeki kadar görünür olmaz. Uyuyup uyanıp tekrar işe koyulanlardan çalınan zaman, vakit ve nakit olarak başkalarına geri döndüğünde, ait olmadığı yerde tutunamaz. Geçmişi yeniden gözler önüne serme amaçlı girişim, ait olmadığı koşullar altında gerçekleştirildiğinde, kimin tarihine aittir? Geçmiş uygarlıkların dokusunda günümüz koşullarıyla yoğurulanı geleceğe taşıyacak zaman, katman katman inşa edilen hafızanın coğrafyasında, hiç bitmeyecek bir öykünün saklı anlatıcılığını üstlenir.

Üretimini ve yaşamını İstanbul’da sürdüren sanatçı Hera Büyüktaşçıyan, çalışmalarında hikâye anlatıcılığı vasıtasıyla oluşturduğu gerçeküstü dünyasından seslenir. Kaybedilmiş hafızanın yolculuğuna çıktığı üretimlerinde, geçmişin izlerini bugünden ayrılmadan takip ederek görünmeyeni görünür kılar. Sanatçı, L’Acquedotto Augusteo del Serino’da gerçekleştirdiği mekâna özgü yerleştirmenin araştırma sürecinde ürettiği “Akışkan Temeller Üzerinde” isimli çalışmasında, farklı zaman dilimlerinin izini sürer. Gündelik yaşamın parçası haline gelirken çeşitli müdahalelere maruz kalmış yerüstünden farklı olarak yeraltı, derinliklerine inildikçe üzerinde yürüdüğümüz zeminin altındakiler hakkında düşünmemizi sağlar. Kurumaya bırakılan çamaşırlar, fondaki yer yer yıkık duvarın yüzeyinde salındıkça yaşamın döngüsünden kısa bir kesit sunar. Tıpkı, mekânın belleğine çıkılan yolculuktaki rehberimiz karolar ve yansımalarında olduğu gibi, farklı zaman dilimlerini bir arada tecrübe ederiz.