Kültür politikalarının oluşumunda etkin rol oynamak ve bu alandaki veri üretimine katkıda bulunmak amacıyla 2011 yılından bu yana düzenli olarak araştırmalar yürüten ve raporlar yayımlayan İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) bu alandaki 7. raporunu yayımladı.
İKSV’nin kültür politikaları çalışmaları kapsamındaki yedinci raporu, “Birlikte Yaşamak: Kültürel Çoğulculuğu Sanat Yoluyla Geliştirmek” başlığını taşıyor. Kanada Trent Üniversitesi’nden Dr. Feyzi Baban ile Wilfrid Laurier Üniversitesi’nden Dr. Kim Rygiel tarafından kaleme alınan rapor, farklı kültürler barındıran toplumlarda, özellikle mülteci ve göçmenler ile ev sahibi nüfusun uzun vadede bir arada yaşama pratikleri geliştirmesinde kültür ve sanatın rolüne odaklanıyor.
“Birlikte Yaşamak: Kültürel Çoğulculuğu Sanat Yoluyla Geliştirmek” başlıklı rapor, konuya ilişkin akademik incelemelerin ve tartışmaların bir özetini çıkarıyor. Bu alanda Avrupa ve Türkiye’den başarılı örneklere de yer veren rapor, kültürel çoğulculuğun geliştirilmesinde kültür ve sanatı merkeze alan yaratıcı girişimleri derliyor ve değerlendiriyor.
İKSV olarak kültür ve sanata erişimi ve katılımı temel bir hak olarak gördüklerini belirten İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları Direktörü Özlem Ece, raporla ilgili olarak şu yorumlarda bulunuyor: “İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana yaşanan en büyük göç dalgasına tanıklık ettiğimiz günlerden geçiyoruz. Türkiye’de ve dünyanın farklı coğrafyalarında bu konuda yürütülen tartışmalar, bu süreçte birlikte yaşamı eşitlik ilkesi temelinde kurma yolunda kültür politikalarının her zamankinden büyük bir rol oynadığına işaret ediyor. Bu raporun çıkış noktasını da yerleşik halklar ile yeni gelenler arasında kültür ve sanat aracılığıyla oluşturulabilecek yeni dayanışma bağlarına olan inancımız oluşturuyor. Raporun, kültür dünyasının aktörlerini bu alanda aktif rol almaya teşvik etmesi ve sanatın birleştirici gücü aracılığıyla sınırların aşılması en büyük dileğimiz.”
Birlikte yürüttükleri bir uluslararası araştırmanın verilerinden yola çıkarak kaleme aldıkları bu rapor ile ilgili olarak Dr. Feyzi Baban ve Dr. Kim Rygiel şunları söylüyor: “Küreselliğin nüfus hareketlerini hızlandırdığı ve yoğunlaştırdığı günümüz dünyası, tüm toplumları kültürel çoğulculuk temelinde ve farklılıklarımızla birlikte nasıl yaşayabiliriz sorusu üzerinde düşünmeye zorluyor. Farklı kültürel geleneklere sahip bireylerin kimliklerinden vazgeçmeden, ortak değerleri ve kültürü paylaşarak birlikte nasıl yaşayabileceklerine verilen cevaplar ise, genellikle yeni gelenlerin kimliklerinden feragat etmesini bekleyen asimilasyoncu politikalar ile buna karşı geliştirilen çokkültürlü uyum politikaları arasında gidip geliyor. Bu iki yöntemin de günümüz sorunlarını çözmekte yetersiz kalması, bizi Türkiye ve Avrupa’da vatandaş inisiyatifleri ve sivil toplum kuruluşlarının alternatif birlikte yaşama modellerini nasıl hayata geçirdiklerini araştırmaya teşvik etti. Bu raporda farklılıklarla birlikte yaşamaya yönelik tematik tartışmalara yer verdik ve kültür ile sanat alanında faaliyet gösteren kuruluşların bu soruya verdikleri cevapları örnekler ile göstermeye çalıştık.”