kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Karşı Sanat Çalışmaları’nda yeni sergi: ‘Normalleş(me)!’

7 Haziran 2022

Karşı Sanat Çalışmaları, 2 – 28 Haziran 2022 tarihleri arasında, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileriyle birlikte düzenlenen ve ‘normal’in ne olduğuna dair soruların sorulduğu atölyelerin ürünlerinin davetli sanatçıların çalışmalarıyla buluşacağı kolektif bir dayanışma sergisi olan ‘Normalleş(me)!’ başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor.

Sergi, izleyiciyi evrensel bir normal tanımı yokken normalleştirdiğimiz şeylerin kimin normali olduğunu, etiketlerle bizi şekillendirmeye çalışanlara rağmen farklı seslerimizi ve renklerimizi nasıl koruyacağımızı ve özgürlük için nöbet tutmaya neden ihtiyaç duyduğumuzu sorgulamaya davet ediyor.

Pandemi günlerinde sıkça duyduğumuz  “normalleşme”, kimin söylediğine, koşullara ve dönemin muktedirlerinin kim olduğuna göre anlam değiştiren bir sözcük. Normal ve anormal kavramı insan deneyiminin evrensel ve değiştirilemez kategorileri olmaktan çok toplum tarafından inşa edilen tarihi ve kültürel anlayışlara göre değişen soyut fikirler. Toplumun ve piyasaların refleksi her zaman normalleşmeden yanadır. Normalleşildiği zaman neye kavuşulacağı sıklıkla bilinmese de, iktidarlar ya bunu vaat eder ya da korumaya söz verirler. Bireyin normalleştirilme süreci ailede başlar, okul ve iş hayatı ile özenle devam eder çünkü hükmetmenin ve  kontrol etmenin en kolay yollarından biri budur.

Pandeminin yarattığı tehlikeyle var olan düzenin hızlıca değiştirilmesi gerekti ve mevcut sistemler buna hazırlıksız yakalandı. Öyle ki bazı dönemlerde sosyal hayat durma noktasına kadar geldi. Pandemi, mevcut düzenin üzerine kurulduğu eşitsizliklerin ve ayrımcılıkların  ve fark edilmesini sağlarken, aynı zamanda kırılganlıkları ve sistemin zafiyetlerini daha da görünür kıldı.

“Yeni normalimiz ne?” sorgusu içindeyken, atölyelerle ve sergiyle toplumsal, sosyal, ekonomik ve politik olarak normların ortadan kalktığı bu gerçeküstü dönemde belki de tek bir normal olmaması gerektiği üzerine odaklanarak, biz içinde aynı zamanda ben de olabileceğimiz toplumsal oluşumların hayaline bir kapı aralamayı hedefliyoruz. Ürünü olduğumuz kadar yeniden üretimine katkıda da bulunduğumuz eğitim sistemine, tüketim alışkanlıklarımıza, aile kurumuna, dahil olduğumuz topluluklara, arkadaş grubuna, doğa ile ilişkimize, bedenimize, davranışlarımıza biçim veren normlara şüpheyle yaklaşmaya davet ediyoruz.

Sergi ve atölyelerin kavramsal çalışması Arzu Yayıntaş tarafından Fikret Adaman’ın daveti ile oluşturuldu. Sergi düzenlemesinde Arzu Yayıntaş ve Güneş Terkol birlikte çalıştı. Proje kapsamında Arzu Yayıntaş ve Neriman Polat ile Fotoğraf Atölyesi, Güneş Terkol ile Dikiş / Bayrak Atölyesi ve Sena Başöz ile Performans Atölyesi gerçekleştirildi.

Katılımcılar: Arzu Yayıntaş, Asya Evcil, Belgin Kılınç, Can Candan, Ekin Sibel Ceren Özdemir, Güneş Terkol, Hamza Aksoy, h. ışık, Hüma Gedemenli, İdil Kocabozdoğan, Meryem Aydın, Nancy Atakan, Nazım Dikbaş, Neriman Polat, Özlem Salt, Sena Başöz, Seyyid Ahmet Ünalan

Sergi, Boğaziçi Üniversitesi mezunları, Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, Karşı Sanat Çalışmaları, Depo İstanbul ve Lamarts’ın katkılarıyla gerçekleştiriliyor.