New York’taki Marlborough Gallery, 11 Ocak – 4 Şubat 2017 tarihleri arasında Ahmet Güneştekin’in Doğudan Batıya Yolculuk adlı sergisine ev sahipliği yapıyor.
Küratörlüğünü Matthew Drutt’ın üstlendiği sergide Güneştekin’in kırkyama tekniğini kullanarak ürettiği işleri, optik ve boyutlu tablolar, seramik ve metal kullanarak çalıştığı işler ve kilimler yer alıyor. Küratörün mini retrospektif olarak tanımladığı sergi, sanatçının New York’ta gerçekleşen ikinci ve en kapsamlı kişisel sergisi olma özelliğini taşıyor.
Güneştekin’in, son yirmi yıldır sosyal bir proje olarak çalışmalarını sürdüren İSMEK’in, eğitimlerine destek olarak meslek kazandırdığı kadınlarla kolektif bir çalışma içinde çalıştığı kırkyama işleri, geleneksel kırkyamaların abartısız görünümünün aksine alabildiğine renkli ve farklı bir kültürün yarattığı bir evrenin göstergesi olarak beliriyor.
Kırkyama işleri ile aynı kaynaktan beslenen, seramik ve metal heykel üzerinde çalıştığı Zülkarneyn serisindeki işleri, Güneştekin’in çalışmalarının bir süredir geçirdiği en büyük biçemsel dönüşümünü yansıtıyor. Güneştekin bu serideki işlerde, Kuran’ın Kehf suresinde ve Tevrat’ta anlatılan, “çift boynuz” ya da “iki yüzyıla ait” anlamına gelen Zülkarneyn’in yolculuğunu kişisel deneyimlerinden yola çıkarak yeniden kurguluyor.
Sergide yer alacak optik ve boyutlu işlerde, Güneştekin objeleri kullanım biçimiyle imgeleme metalik bir yüzey dahil ediyor. Bu sayede çalışmaya sadece farklı bir boyut eklemekle kalmıyor, resim ile heykel arasındaki sınırı da belirsizleştiriliyor.
Matthew Drutt sergide yer verilen Yüzleşme ve Kostantiniyye serisindeki işleri uzaya taşan kaotik bir form denizi olarak tanımlıyor. Objelerin dairesel olarak yerleştirildiği bu işlerde, objeler çevrelerini yansıtıyor, yansıma nedeniyle objeye bakan kişiyi içine alıyor. Sadece simgeleri ve figürleri değil yazıları da kullanan Güneştekin, İstanbul’un yüzyıllar boyunca verilen isimlerine bu işlerinde yer veriyor.