kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Müze inşa etmek yerine daha fazla festival mi düzenlenmeli?

20 Haziran 2016

The Conversation’da yer alan habere göre Institute of Museum and Library Services ilginç bir istatistiği açıkladı: Amerika Birleşik Devletleri’nde, Starbucks ve McDonalds zincirlerinin toplam sayısından daha fazla sayıda müze bulunuyor.

Araştırmaya göre, son yıllarda Amerika’da yıldız mimarlara müze tasarlatmak çok popüler bir hal aldı. Ancak bu tür yatırımların riskli olduğu, binaya olan ilginin bir süre sonra kaybolacağı belirtiliyor. Örneğin, Charlotte NASCAR müzesi 2010 yılında 160 milyon dolara mal olarak inşa ettirildi, ancak artık ilginin kaybolması sebebiyle yılda 1 milyon dolarlık zarara sebebiyet veriyor. Maliyetler göz önünde bulundurulunca, bina yatırımının şehir kültürünün gelişimi için önemini kaybettiği söyleniyor. Araştırma, büyük binalar inşa etmek yerine, ses getirecek festivallere imza atılması gerektiğini vurguluyor.

Müze, stadyum ve diğer kalıcı yapılar şehrin gelişmemiş kısımlarını yeniden canlandırma amacıyla inşa ediliyor; bazı durumlarda bu amaç başarıya ulaşıyor. Ancak bazı durumlarda da müzeler gerileme ile yüzleşiyor, Washington Coliseum ve Houston’s Astrodome gibi stadyumlar çürümeye bırakılıyor.

Araştırmaya göre, “mega etkinlik” kategorisindeki Super Bowl, Olimpiyatlar vb. etkinlikler ekonomik ve kültürel gelişimde önemini arttırmaya başladı. Araştırma; etkinlik, festival vb. faaliyetlerin hem daha az maliyetli hem de kültürel dinamikleri hızlandırma adına daha faydalı olduğunu ön plana çıkarıyor. Geniş alanlara çelik binalar inşa etmek yerine, insanları bir festival alanında toplamak birçok anlamda avantajlı oluyor.

Billboard’un açıklamasına göre 2014 yılında 32 milyonu aşkın kişi Amerika’daki müzik festivallerine katılım gösterdi; bazı festivallerin biletleri daha katılacak gruplar ve sanatçılar açıklanmadan tükendi.

Araştırma, müzik festivallerinin yükselişini 3 nedene bağlıyor: müzisyenlerin kayıt satışındaki azalan gelirlerini canlı performanslar ile kapatmak istemesi, müzik hayranlarının artan canlı performans izleme isteği ve şehir yönetimleri. Belediyeler festivalleri artık şehre turist çekmek ve reklam için bir fırsat olarak görüyor. Nashville ve Austin gibi kentler, son yıllarda festival dostu olarak ön plana çıkıyor. İki şehir de festivallere uygun eğlence alanları yaratıyor, festivalleri şehrin vazgeçilmez unsuru olarak konumluyorlar.

Birkaç gün süren bir etkinliğe yatırım yapmanın anlamsız olduğunu düşünenler olsa da, festivallerin geçici, esnek ve uyumlu yapısı yatırımı anlamlı kılıyor. Bir mekana bağlı olmayan festivaller, uzun vadeli olarak birçok mekanda sanatseverler ile buluşabiliyor.

*Araştırma, The Conversation‘da yer alan makaleden çevrilmiştir.