kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Nilbar Güreş “Keeping the Balance” sergisinde

5 Ekim 2020

Ludwig Múzeum, 8 Eylül – 13 Kasım 2020 tarihleri arasında Nathalie Hoyos, Rainald Schumacher ve Szipőcs Krisztina‘nın küratörlüğünü üstlendiğiKeeping the Balance” başlıklı karma sergiye ev sahipliği yapıyor.

Sanatçılarının çoğunun Doğu Avrupa kökenli olduğu ve 60 eserin yer aldığı sergide Türkiye’den Nilbar Güreş de yer alıyor.

Kendisiyle çelişen, karışık ve çoğunlukla çekişmeli bir gerçeklikte dengeyi nasıl kurarız? Serginin odağında olan sorular hem umuda işaret edip, hem de sanatsal söylem ve yüzleşmenin bu dengeyi bulmaya yardımcı olabileceği düşünce ve deneyimlere dair ifadeler formüle eder. Dengeyi koruyup mantıklı kararlara varabilmek için önemli sorunları çelişkilerden, doğruları yalanlardan, önemli olanı önemsiz olandan ayrıştırabilmek gerekir. Sanat bunu olası kılar. 

Sergi konseptinin küratörler tarafından 2019’da geliştirilmesinden bu yana; hayatın kırılganlığı, refah seviyesi yüksek devletlerde bile yaygınlaşır oldu. Avrupa ülkelerindeki ekonomi, sağlık ve sosyal sistemler ve ülkeler arası sosyal bağlantılar ve kişisel özgürlükler büyük bir kriz hâline geldiler. Dünyanın tekrardan denge kurabilmesi bir tür yeni başlangıç gerekiyor.

Şimdi, aynı hataları tekrar etmemek, bu gezegen ile bir arada olabilmek için yeni modeller arayışına girmek ve cesaret etmek için yeni bir fırsatımız var.

Son zamanlarda sosyalist-komünist diktatörlüklerin dönüşümlerini deneyimleyen Doğu Avrupalı sanatçılar, serbest piyasa ekonomilerine, dönüşüme ve kontrolsüz kapitalizme boyun eğdiler. Devrimlere, savaşlara, güvenilmez ekonomilere ve açlığa maruz kaldılar, ailelerinin hayallerinin yıkılmasına tanık oldular. 

Bu hassasiyet ve dikkat eserlerde gözle görünür, bu kültürel camiadan sanatçılar hepimizin yanıt vermesi gereken sosyal değişimleri ve zorlukları yansıtır. Günümüz problemlerine ve zorlayıcı sorunlarına hassasiyetle yaklaşırlar. Kesin bir cevap vermeden, öncekinden daha da kendisiyle çelişen ve karışık, dolayısıyla basit çözümleri kaldıramayacak bu dünyaya yeni bir denge getirmenin gerekliliğine işaret ederler. Eserler aynı zamanda bir an önce çözümlenmesi gereken eşitsizlik sorunlarına direk cevap verirler. Her türlü umut ve inancı temsil edip, mizah ve mutluluk saçarlar. İnsanın yaratıcılığının gerçekliğin zorluklarını karşılayabileceğinin yaşayan kanıtlarıdırlar.