kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

OMM – Odunpazarı Modern Müze’de yeni sergi: “ADA”

17 Şubat 2020

OMM – Odunpazarı Modern Müze, 15 Şubat – 12 Nisan 2020 tarihleri arasında Karina Smigla-Bobinski’nin ADA isimli interaktif sergisine ev sahipliği yapıyor.

Türkiye’de ilk defa OMM’da sergilenecek ADA, müzeye ilk izlerini dansçı Li Kehua’nın performansı ile bırakacak. Karina Smigla-Bobinski’nin ADA eseri nanobiyoteknoloji dünyasından gelmiş, kendi kendini oluşturan, ruhu olan ve ziyaretçileri tarafından harekete geçirilmeyi bekleyen endüstri sonrası bir yaratığa benzer. Etkileşimli kinetik heykel ADA, helyumla doldurulmuş, odada serbest gezinen, duvarlarda, tavanda ve zeminde izler bırakan kömür çubukların batırılmış olduğu şeffaf, zar gibi bir küreden oluşan interaktif bir “sanat yapma” makinesidir. Ziyaretçiler tarafından harekete geçirilen bu kürenin yaşayan bir enerjisi vardır.

İlk bilgisayar prototipinden Karina Smigla-Bobinski’nin ADA’sına

Karina Smigla-Bobinski’nin ADA eseri, ismini dünyanın ilk bilgisayar programcılarından biri olarak tanınan Ada Lovelace’tan alır. 19. yüzyılda Charles Babbage ile birlikte ilk bilgisayar prototipini geliştiren Ada Lovelace, babası Lord Byron’ın romantik mirası ile matematiği birleştirdiği ortak bir yaşam oluşturur. Adeta bir sanatçı gibi şiir, müzik, resim gibi sanat eserleri üretebilecek bir makine yapmaya niyetlenen Lovelace’in bu ideolojisini Karina Smigla-Bobinski ADA eserinde günümüze taşır. Sergi alanının beyaz duvarları, bu küreye bağlı siyah kömürlerin oluşturduğu çizimler ve işaretlerle dolmaya başladıkça karmaşık bir yapı ortaya çıkar. Her ne kadar ziyaretçi ADA’yı kontrol etmeye çabalasa da kompozisyonun biçimi önceden hesaplanamaz. Görsel olarak deneyimlenen bu hareket bir bilgisayar tarafından standart verilmiş bir komutun çıktılarına benzer.

Eleştirmen Arnd Wesemann’ın “hayat dolu bir performans makinesi” olarak tanımladığı ADA, biyoteknoloji ile ilgili günümüzdeki tartışmalarla da doğrudan ilgilidir. Bu etkileşimli kinetik heykel, sanatçı ve ziyaretçinin deşifre edemeyeceği izler bırakır. Yaratıcısı insan olan ADA’nın yarattığı bu karmaşık çizimler sadece çağrışımlarla deşifre edilebilir. ADA’nın sergilendiği süre boyunca oluşacak, sembolik dilinin deşifre edilmesi insan iletişiminden alışık olduğumuz “kodlama” sistemiyle katılımcılara bırakılacak. Kendi kendini gerçekleştirmesiyle İsviçreli heykeltıraş Tinguely’nin Méta-Matic heykellerini anımsatan ADA, yaratıcı eylemleri olan sanatçı-heykeltıraş olmasıyla ondan farklılaşır.