Anadolu Kültür tarafından hayata geçirilern, Akdeniz, Ortadoğu ve Balkanlar’da üç İbrahimî dinin bir arada var olduğu mekânlara odaklanan “Paylaşılan Kutsal Mekânlar” projesi, 1 Temmuz – 30 Eylül 2021 tarihleri arasında Dionigi Albera ve Manoël Pénicaud küratörlüğünde, Calouste Gulbenkian Vakfı ve Ankara Fransız Kültür Merkezi’nin desteğiyle CerModern‘de sergileniyor.
Yıllar süren antropolojik ve tarihsel araştırmalara dayalı, çok yönlü bir proje olan “Paylaşılan Kutsal Mekânlar”, serginin her bir tekrarında yeniden yazılıyor. Nitekim genel tema aynı kalmakla beraber biçim, içerik ve bağlam her yeni şehirde değişiyor. Bu serginin farklı versiyonları, Marsilya’daki Avrupa ve Akdeniz Medeniyetleri Müzesi (Mucem) (2015); Tunus’taki Bardo Müzesi (2016); Selanik’teki Makedonya Çağdaş Sanat Müzesi, Ulusal Fotoğraf Müzesi ve Yeni Cami (2017), Paris’teki Ulusal Göç Tarihi Müzesi (2017); Marakeş’teki Dar el Bacha Confluences Müzesi (2018); New York’taki New York Halk Kütüphanesi, Morgan Kütüphanesi ve Müzesi ve CUNY Lisansüstü Çalışmaları Merkezi (2018) ve İstanbul’daki Depo’da (2019) düzenlendi.
Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar yüzyıllar boyu yapageldikleri gibi bugün de başka bir dine ait mabetlerde ibadet ediyorlar. Dinî topluluklar arasındaki sınırların geçirgenliğini gösteren paylaşılan kutsal mekânlar, bu coğrafyalarda oldukça yerleşik bir hadisedir.
Bu üç tek tanrılı din, teolojik farklılıklarına rağmen, inanışlar, ayinler, kutsal figürler ve mekânlar bakımından birçok ortak unsura sahip. Öte yandan, bu kesişmeler muğlaklıktan tamamen uzak olmadığı gibi kimi zaman da çatışmalara yol açabilmekte. Bu mabetler paylaşımın birçok örneğini sunduğu gibi, bölünme ve ayrışmayı da içeriyor.
“Paylaşılan Kutsal Mekânlar” sergisi bu hadiseyi, farklı bağlamlara sahip çeşitli örnekler vasıtasıyla konumlandırarak ve iç içe geçmiş mekân ve pratikleri, sembol ve figürleri öne çıkararak inceliyor. Anadolu’nun merkezinde yer alan Ankara, “Paylaşılan Kutsal Mekânlar”ın hikâyesini anlatmak için ideal bir konuma sahip; zira bu geniş bölge yüzyıllar boyunca kültürel ve dinsel temasların mekânı oldu.
Akdeniz coğrafyasında bir çeşit “hac yolculuğu” olarak tasarlanan sergi, “kutsalı paylaşma”nın tarihsel ve güncel veçhelerini ortaya koyuyor. Sergi ziyaretçilere antropolojik araştırmayla güncel sanatın bir araya geldiği bir deneyim sunarken, onları paylaşılan mabetler etrafında bir yolculuğa davet ediyor.