Pera Müzesi bu hafta iki yeni sergisinin açılışını yaptı. Giorgio de Chirico “Dünyanın Gizemi” ve “Anı ve Süreklilik: Huma Kabakçı Koleksiyonu’ndan Bir Seçki” sergilerinin tasarımını PATTU Mimarlık, iletişim danışmanlığını ise Grup 7 üstleniyor. Sergiler 1 Mayıs 2016 tarihine kadar gezilebilir.
İlk sergi “Anı ve Süreklilik: Huma Kabakcı Koleksiyonu’ndan Bir Seçki” adıyla modern ve çağdaş sanat eserlerini içeren bir özel koleksiyonu ele alıyor. Sergide yer alan eserler, Huma Kabakcı’nın geniş sanat eseri koleksiyonuna ait; küratörlüğünü ise Huma Kabakcı ve Esra Aliçavuşoğlu beraber üstleniyor. Sergide 70’e yakın eser bulunuyor. Aliye Berger, Sabri Berkel, Mübin Orhon, Sarkis, Canan Tolon, Fahrelnissa Zeid, Canan Dağdelen gibi dikkat çekici pek çok isimin yanı sıra Damien Hirst, David Hockney, Max Ernst gibi çağdaş sanatın önde gelen imzaları da öne çıkıyor.
Eş küratörler Kabakçı ve Aliçavuşoğlu sergiyi beş bölümden oluşturmuş. Bölümlerin isimleri ise Hafıza, Formları Şekillendirmek, Akışkan Kimlikler, Modernite ve Yüz Yüze.
Sergiye eşlik eden kitapta, Esra Aliçavuşoğlu koleksiyonerlik olgusunun ortaya çıkışını ve geçirdiği evreleri ele alıyor. Aliçavuşoğlu yazısında, Nahit Kabakcı’nın koleksiyonculuk macerasının nasıl başladığına ve zamanla hangi aşamalarda geçtiğine de değinmekte.
Pera Müzesi’nin 4. ve 5. katında ise metafizik sanatının kurucusu, 20. yüzyılın sıra dışı sanatçısın Giorgio de Chirico’nun sergisi görülebilir. Sanatçının yapıtları Chirico Vakfı işbirliğiyle “Dünyanın Gizemi” başlığı altında sanatseverler ile buluşuyor. Sergiye sanatçının tüm dönemlerine, temalarına, felsefi arayışlarına ve sanatsal serüvenine ışık tutan kapsamlı bir kitap eşlik ediyor.
1888’de, Yunanistan’ın Volos şehrinde doğan İtalyan kökenli Giorgio de Chirico’nun kökleri Osmanlı topraklarına uzanıyor. Giorgio de Chirico, ölümünden yıllar sonra, ilk kez babası Evaristo de Chirico’nun doğduğu kent olan İstanbul’u eserleriyle ziyaret ediyor. Yaşamını ve sanatını İtalya ve Fransa’da devam ettiren Chirico, kullandığı geometrik formlar ve kendi ortamlarından koparılmış, birbirleriyle alakasız nesneleri bir araya getiren perspektiflerle resme felsefi ve şiirsel boyutlar kazandırıyor.
Sanatçının yaklaşık 70 resim, 2 litografi serisi ve 10 heykelini bir araya getiren sergi, 1909 tarihli erken dönem eserinden 1970’lerin ortalarına, son dönem yapıtlarına dek geniş bir panorama sunuyor. Serginin küratörlüğünü Fabio Benzi üstlendi.
