Pera Müzesi, 23 Şubat – 6 Haziran 2021 tarihleri arasında Zevk Meselesi başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergi, kitsch kavramının günümüz görsel kültürüyle kurduğu yakın ilişkiye ve beğeninin şekillenmesindeki kritik rolüne odaklanıyor. Küratörlüğünü Ulya Soley’in üstlendiği sergide 13 sanatçı ve kolektifin; yerleştirme, kolaj, video, fotoğraf gibi farklı alanlarda ürettiği eserleri yer alıyor.
Kitsch’in kapsayıcı potansiyelinden ilham alan Zevk Meselesi sergisinde, Alex Da Corte & Jayson Musson, Bruno Miguel, Cameron Askin, FAILE, Farah Al Qasimi, Gülsün Karamustafa, Hayırlı Evlat, Miao Ying, Nick Cave, Olia Lialina & Mike Tyka, Pierre et Gilles, Slavs and Tatars ve Volkan Aslan’ın yapıtları yer alıyor.
Sergi, kitsch kavramının bugünkü zengin kullanımlarını araştırırken bir dizi soruyu da gündeme getiriyor: Çeşitlilik, belirsizlik ve tanımsızlığın kutsandığı günümüzde kitsch, bu değerleri ileriye taşıyacak bir araç olabilir mi? Avangard ve kitsch’i birbirinin karşısına koymak yerine yan yana düşünmek, kitle kültürünü hafif, banal ve aşağı görmek yerine, güncel sanatın bu kolektif kültürle ilişkilerine yakından bakarak aralarındaki bağları keşfetmeye çalışmak, süregelen sınıflı toplumsal yapıyı biraz olsun sarsabilir mi? Beğeniyi sınıfsal bir gösterge olarak tanımlamamak mümkün olabilir mi?
Zevk Meselesi, “Güzellik ve beğeni kavramları, alt sınıf-üst sınıf, kitle kültürü-yüksek kültür gibi hiyerarşilerin olmadığı, daha kapsayıcı bir gelecek için tartışmaya açılabilir mi?” sorusundan yola çıkıyor. Sergideki yapıtlar, bazen çiçeklerin arasında sahne kostümüyle resmedilen ihtişamlı bir diva, bazen rengârenk şişelerin içinde bir rüya çorbasına dönüşen sahte parfümler, bazen de farklı coğrafyalarda turşu suyuna atfedilen farklı anlamlar aracılığıyla “yüksek sanat” ile “kitle kültürü” arasındaki muğlaklaşan sınırları ele alıyor ve estetik anlayışın Doğu ve Batı’ya atfedilen değerlerine bakıyor. Sergi, internette sıkça karşımıza çıkan ikonik öğelerle şekillenen görsel dilin sanatla kurduğu ilişki aracılığıyla, kitsch kavramının bugünkü zengin kullanımlarını araştırmayı hedefliyor.
Serginin küratörü Ulya Soley, kitsch için kullanılagelen sıfatların çoğunun olumsuz olduğunu belirterek şu değerlendirmede bulunuyor: “Kitsch, bazılarına göre çirkinliği ve bayağılığı kavramsallaştırarak güzelin mertebesine erişiyor, bazılarına göre ise güzelin tanımını sarsarak kendine alan açıyor. Yöntemi ne olursa olsun, kitsch, sistemin boşluklarına sızarak izleyiciyi etkilemeyi sürdürüyor.”
Yüksek sanat ve kitle kültürü arasındaki sınırların muğlaklaştığı günümüzde, güncel sanatın eril ve seçkinci tarihini geride bırakarak daha kapsayıcı reflekslerle donandığına dikkat çeken küratör, “Ödünç alan, tekrar eden, değiştirip yeniden sunan güncel sanat pratikleri, kitsch’in kapsayıcı ve farklı renklere sahip çıkan yapısından ilham alarak toplumsal hareketlerle iç içe evriliyor. Beğeni, yüksek ve aşağı kültürün sınırlarını tam olarak tarif etmeden göstergeler üzerinden belirlerken, kitsch bu sınırları esnetiyor ve iki taraf arasındaki gri bölgeyi genişletiyor” diyor ve ekliyor: “Zevk Meselesi, zevkleri daha kapsayıcı bir gelecek için tartışmaya açmayı hedefliyor.”
Ulya Soley, sergi kataloğundaki metninde, tanımlaması çok güç bir kavram olarak karşımıza çıkan kitsch’in, tarihsel olarak nasıl tartışıldığını ele aldıktan sonra, serginin sanatçılarıyla diyalog içinde kitsch kavramının bugünkü kullanımlarına değiniyor. Ruth Holliday ve Tracey Potts’un makalesi kendine has fakat evrilen bir tarihe sahip olan kitsch’in, sergide çok çeşitli ve neşeli biçimlerde vücut bulan doğasına odaklanıyor. Chus Martinez, doğa ve kent, kitsch ve modernizm gibi karşıtlıkları bugünün sanat üretimi üzerinden okuyor. Melis Tezkan ise kişisel hikâye ve nesnelerden yola çıkan bir kitsch envanteri sunarak kitsch kavramının tanımlaması güç doğasını ortaya koyuyor. Katalog, metinlerin yanı sıra sergilenen yapıtların görsellerini ve biriken sanatçı ikilisinin hazırladığı bir posteri içeriyor.