Uluslararası performans sanatı platformu Performistanbul, 15 Nisan – 12 Mayıs 2021 tarihleri arasında Performistanbul Canlı Sanat Araştırma Alanı’nda (PCSAA), platform sanatçılarından Gülhatun Yıldırım, Mk Yurttaş ve Leman Sevda Darıcıoğlu’nun performans dokümantasyon ve yerleştirmelerinin yer aldığı “Hafızanın Dönüşümü” başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor.
SENKRON “Eş Zamanlı Video Sergileri” kapsamında hayata geçen Performistanbul küratörlüğündeki Hafızanın Dönüşümü’nde, üç sanatçının performans dokümantasyon ve yerleştirmesine sırayla yer veriliyor. Gülhatun Yıldırım’ın Senin Yarın Su (15 – 22 Nisan 2021), Mk Yurttaş’ın Bitkilerin çok uzun bir zaman içinde çürümesiyle oluşmuş olan koyu renkte organik toprak (26 Nisan – 3 Mayıs 2021) ve Leman Sevda Darıcıoğlu’nun Beyaz Güller, Pembe Simler (5 – 12 Mayıs 2021) performanslarının izleri Hafızanın Dönüşümü’nde yeniden hayat buluyor.
Performistanbul’un 2018 yılında gerçekleşen Bu Bir Performans Değildir adlı sergisi, performans kalıntılarını izleyici ile buluştururuken sürece ve dönüşüme dikkat çekerek, elle tutulamayan performans sanatının, süreç sonunda esere dönüşen objeleri ile “izlerini” ortaya koymuştu. Hafızanın Dönüşümü de Bu Bir Performans Değildir ile diyalog kurarak “Yok olan nasıl sergilenir? Performans hafızası nasıl aktarılır?” sorularına cevap aramayı sürdürüyor. Performistanbul, farklı bir zaman diliminde, farklı bir mekânda gerçekleşmiş bir performansın hangi form(lar)da izleyici ile doğasına uygun biçimde yeniden buluşabileceğini incelemeye devam ediyor.
Bir “hafıza mekânı” olan Performistanbul Canlı Sanat Araştırma Alanı’nın (PCSAA) ev sahipliğinde gerçekleşen Hafızanın Dönüşümü’nde; pandemi dönemi gerçekleştirilmiş üç performansın video dokümantasyon gösterimleri ile performansta kullanılan malzemelerden esinlenen çok-duyusal (multisensory) yerleştirmeler yer alıyor. Performansın sanatçı ve/veya izleyici üzerindeki hissinin aktarımını, görme ve işitme duyularının ötesine taşıyarak, pandemi döneminde yoksun kaldığımız dokunma ve koku alma gibi duyularla sağlamayı araştırıyor. Ekranların karşısından ayrılamadan, âdeta bedenlerimizin bir uzantısıymışçasına onlarla yaşadığımız bir dönemde; Hafızanın Dönüşümü izleyicileri yeniden üç boyutlu yaşama geçmeye, performans kalıntılarını bedenin farklı duyularıyla deneyimlemeye/hissetmeye ve sanatçının geride ne bırakmak istediği üzerine düşünmeye çağırıyor.
Pierre Nora’nın “hafıza mekânları”nda olduğu gibi, Hafızanın Dönüşümü performansın hafızasından ziyade hatırasını odağına alıyor; saf hafızayı dönüştürerek onu hem sanatçının hem de izleyicinin deneyiminden yola çıkarak yeniden aktarmayı deniyor.