Pi Artworks Istanbul, 10 Temmuz – 10 Ağustos 2019 tarihleri arasında Nejat Satı’nın sanat ve doğa kesişiminde yer alan Wild Flowers başlıklı solo sergisine ev sahipliği yapıyor.
Soyut yaklaşımdaki çalışmalardan oluşan ve sergiye ismini veren eser serisini ilk defa ve beraber sunan Wild Flowers, ziyaretçileri galeride soyut bir florayı deneyimlemeye davet ediyor.
Uzun bir süreden sonra Nejat Satı’nın hem toplumsal hem de estetik nedenlerden kaynaklı olarak kullandığı siyahtan (Karanlıktaki Işık, 2017), renklere geri döndüğü haberini veren sergide, sanatçının son dönem çalışmalarına ait eserler ilhamlarını doğrudan doğadaki yabani çiçeklerden alıyor. Çöl, orman ve benzeri zor koşullara uyum sağlayabilen bu bitkiler, varoluşları için insana hiçbir ihtiyaç duymayan türlerden oluşuyor. Aynı nedenlerden vahşi ya da yabani olarak nitelendirilen bu bitkilerin renklerini incelerken ise, sanatçı doğada konumlanan atölyesinin çevresinde gerçekleştirdiği gözlemlerden ve tesadüfen karşılaştığı eski bir botanik kitabından yola çıkıyor.
Nejat Satı sanat, bilim ve sihrin birbirlerinden ayrılmadığı deneyimleri çağrıştıran bir çalışma yöntemiyle, petallerin çiçeğin bedeniyle birleştiği bölgelerden bitkinin Latince ismini koruduğu bir renk örneği ayırıyor. Bu küçük renk örnekleri; Satı’nın düşleminden, estetik, fikri ve spiritüel sorgulamalarından geçerek tuvale aktarılıyor; bu süreçte önceki soyut serilerinin de tanıklık ettiği gibi (Nefs, 2014 ; Strüktür, 2012) sanatçının eserlerine özgü bir hareket ve boyut hissi kazanıyor ve parçası oldukları daha büyük bir imgeyi yansıtmaya, hatta sızdırmaya başlıyorlar.
Yabani çiçeklerin doğada zamana ve koşullara meydan okuyarak hayatta kalmaları, hem insanları hem de hayvanları kendilerine hipnotize edici bir izlenimle çekerek türlerinin devamını sağlamaları, sanatçının söz konusu renklere -soyut resim tarihindeki bağımsız renk anlayışından farklı olarak- bir varoluş koşulu olarak yaklaşmasında rol oynuyor. Bitkilerin sundukları, kendi içlerinde bir zaman akışına, açmaya ve solmaya, yaşam ve ölüm döngüsüne sahip, doğada görünen hatta belki tezahür eden bu renk skalalarında, sanatçı varoluşun özüne dair olası bir işaretin peşine düşüyor.