kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Pilot Galeri’de yeni sergi: ‘Büyücü Eve Geliyor’

4 Kasım 2022

Pilot Galeri, 4 Kasım – 17 Aralık 2022 tarihleri arasında Emir Erkaya’nın ‘Büyücü Eve Geliyor’ başlıklı, galerideki ilk solo sergisini duyurmaktan mutluluk duyar.

Erkaya’nın kendine özgü üslubuyla dramatik bir çizgide hikâyeleştirdiği resimleri, içinde yaşadığı topluma sosyolojik incelemeler ve psiko-analizler gerçekleştirerek bireyi, cinselliği, tarihi ve medeniyeti konu ediyor. Resimlerinde kuir, yaşlı cüce ve evsiz karakterler, kısaca öteki olmaya zorlananlar sıkça görülür.

Sergideki işler bir araya geldiklerinde, kimi zaman kuir, kimi zaman okült ve gizemli bir dil ortaya çıkar. Oluşturulan dil, doğası gereği ezoteriktir çünkü özneleri ya “gizli” ya da “içsel” bir yaşam geleneğini takip eder ya da sadece toplumsal kurumlar tarafından kabul edilmemiş bilgilerin takipçileri konumunda yer alır. Dışardakilerin ve görmezden gelinenlerin yarattıkları belli belirsiz bir zamanı ve mekanı işgal eden ve kimine göre “yabancı yeni dünya” olarak tabir edilebilecek bu dünyanın resimleri, geleneğin dışında kalmış izleyiciye bir pencere açar.

Gün ortasında gerçekleşen bir güneş ayininin ışığı, Erkaya’nın Mysteria (2021) isimli işini aydınlatır. Coşkun, ayinsel bir eylemin ortasında, hem maskeli hem de maskesiz olanlar bu ışıkla aydınlanır; ve katılımcılar, bu ışık ile kutsanır gibi görünür. Kalabalık kadınların öncülük ettiği yöne doğru hareket eder. Bilginin gizli doğası, bireylerin gün ışığında çıplakça aydınlatılarak izleyiciye sunulduğu bu sahne ile çelişir, ve tüm bu açıklığa rağmen hala gözlerin göremediği bazı şeyler olduğunu ima eder.

Her ikisi de ateşle aydınlatılan Büyücü Eve Geliyor ve Cadıyı Yak (2019) isimli resimler, okült temaların farklı şekilde işlendiği iki örneği gösterir. Cadı ateşin yaktığı kazıkta yanarken, büyücü mum ışığıyla aydınlatılmış bir ev sahnesinde belirir. Resimlerdeki kadınlar, erkeklerin bir sonraki hamlesini beklerken, erkekler ve kadınlar çıplak ve giyinik olarak yer değiştirir.

Kırmızı Kurdele (2022), tıpkı bekaret sembolü olduğu gibi, bağından çözülerek, ezilenle muktedir arasındaki gergin alanda süzülmektedir. AIDS farkındalığının simgesi olmaktan hediye paketlerini süslemeye kadar uzanan kırmızı kurdele motifi, resimde belirsiz, dinamik ve heyecan verici bir alana yerleşir. Bu alan bireysel olduğu ölçüde de siyasidir. Bağından çözülen kurdele, esaret altındaki bedenlerin ve kimliklerin özgürleşmesinin bir sembolü haline gelir. Sanatçının seyirciye kah mahzun, kah endişe, kah gururla tam karşıdan bakan, toplumun marjinal atfettiği karakterleri, Avrupa saraylarının duvar halılarını süsleyen, tarihi ve mitolojik tablolarda devleşerek siyasi prestij kazanan soylu ve itibarlı kesimin mağduriyetiyle resmedilmiştir.

Erkaya’nın Siyah Çadır (2020), Kırmızı Çadır (2020) işlerinin merkezlerine çadır motifi hakimdir; çadır, içeride neler olup bittiğine dair bilgiyi gizler; asıl olanın gerçek anlamı, sosyal ve politik alt metinlere sahip süslemelerle yoruma bırakılmıştır. Siyah çadır, anmayı/hatırlamayı simgeleyen beyaz karanfil tutan yaşlı bir adam ve bir cüceyle çerçevelenmişken, kırmızı çadırın çevresindeki maskeli ve taçlı figürler, çadırı gururla sergiler.

Soytarı ve Mor Çadır (2021) ise bir çadırın önünde danseden bir soytarıyı gözler önüne serer. Mor rengin krallıklarla ve saraylarla, sarayın ise soytarılarla uzun bir geçmişi vardır. Ama tarih, saray soytarısının her zaman üzerine düşen şaklabanlık görevi yapmadığını gösterir, çünkü çoğu zaman soytarı, saray halkının içindeki en zeki kişidir ve krallara, cezalandırılma korkusu olmadan gerçekleri hiciv yoluyla konuşabilen tek kişidir. Böylece soytarı yine gizli gerçeklerin bir sembolü haline gelir.

Erkaya’nın Portre serisi, İstanbul’un bohem ve kuir kültürünün, aynı zaman da sanatçının kişisel tarihinin de bir kaydıdır.