kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Protocinema’dan yeni sergi: ‘Yerinde Koşmak’

5 Ekim 2022

Protocinema, 14 Eylül – 29 Ekim 2022 tarihleri arasında Polat Piyalepaşa Çarşı‘da ABD Türkiye Büyükelçiliği tarafından desteklenen ‘Yerinde Koşmak’ başlıklı grup sergisine ev sahipliği yapıyor.

Beatriz Santiago Muñoz, David Horvitz, Onur Karaoğlu’nun üretimlerinin sunulduğu sergi, fikirlerin, suyun ve bedenlerin dolaşımını ve dolaşımın doğasında çelişkileri irdeleyen yapıtları bir araya getiriyor. Sergi, sanatçıların üç ayrı pozisyonu – Santiago Muñoz aracılığıyla askıya alınma, Horvitz’le düzenlenmiş hareketlilik ve Karaoğlu’yla doğa ve hayal gücünün serbest akışını uzlaştırıyor.

Genel olarak dolaşım iyi kabul edilir – toplumlar, okyanuslar ve insan bedenleri için sağlıklıdır. Mevcut uyumsuzluk, aşırı hareket ve kısıtlı kitle hareketinin uç noktalarında yatmaktadır. Küreselleşme, bir yanda birçokları için hayatta kalmak için kaçış direncini, diğer yanda sınıf ve ulus olarak geçiş kısıtlamasını en üst düzeye çıkardı. Dolaşımın bu grotesk uyumsuzluğu, insanlığı hem çılgınca yerinde koşturuyor hem de tutsak ediyor.

Beatriz Santiago Muñoz’un ilk videolarından biri olan Todo lleva a nada (Her şey hiçbir şeye yol açar, 2003), ‘‘Porto Riko adasının halihazırda izole edilmiş bir bölümünde yaşayan bir grup kızın, onları kasabaya bağlayan köprü hasar gördüğünde nasıl daha da yalnızlaştığını gösterir. Kapalı alandaki kızlar kaçış ve dönüş fantezileri perform ederler.”[1] Volta atan ve aylak aylak dolaşan parlak genç zihinler, dışarıda yağmur yağar ve güneş düşerken, ayaklarını sürüyerek veya yetişkin ayakkabılarını deneyerek zamanlarını doldurur. Yıkık köprüye kısa bir bakış atarken, gördüklerimizin bir çoğu, biz onlara bakarken birbirine bakan kızlar. Zaman acı verecek bir şekilde uzuyor, her dakika saatler gibi hissediliyor, ki bu çok tanıdık. Bildiğimiz gibi hareketliliğin, mekanın ve zamanın kısıtlanması, hayatın yaşanmasını sınırlar.

David Horvitz’in yeni çalışmasının adı In the limit of disorientation (Oryantasyon bozukluğunun sınırında, 2022) ve Asya kıtasının en batısında yer alan Türkiye’deki Babakale’den alınan deniz suyunu içeren, İstanbul’da üflenerek üretilen el yapımı cam şişelerden oluşuyor. Çalışmanın adındaki oryantasyon kelimesi doğuya (orient), doğudan uzaklaşmaya ve Doğu ve Batı’nın tarihsel olarak inşa edilmiş kurgusuna atıfta bulunur. Babakale’deki Bababurnu bir uyumsuzluktur. Asya’nın en batı noktası olmasına rağmen enlem olarak Türkiye’nin Avrupa yakasından daha batıdadır. Yunanistan’ın bazı bölgelerinden ve İskandinav ülkelerinden bile daha batıdadır. Horvitz’in çalışmaları yerinden edilmiş ve tamamen soyutlanmış bir halde ‘‘mekânsal ve zamansal koordinasyonu belirleyen hayali bir çizgi çizer; mesafeleri kendine mal etme, baltalama ve hatta silme olasılıklarını test etmek için yerler, insanlar ve zaman arasındaki mesafeyle ilgili soruları inceler.’’[2] Onur Karaoğlu’nun In Vain’i tam da bu bulanık sulara dalar. Dört kanallı video yerleştirme, adını âşık şair Mahzuni Şerif’in Boşu Boşuna şarkısından alıyor. Bir âşık şairin vasıflarından biri, şehirden şehire dolaşarak şarkı söylemeleri ve yaşamanı sürdürmek için yaşamdan yansımaları yaymasıdır. Bu çalışma sırasında izleyiciler bir şairin rolünü deneyimlemeye ve yazmaya davet edilir. Yolculuğumuza dört karakterin anlatımı rehberlik eder: bir hikaye anlatıcısı: eski bir deniz, orta çağlardan bir denizbilimci ve geçen yüzyıldan bir şair. Tüm hikayeler, 2021’deki iklim krizinin bir sonucu olarak Marmara Denizi’ni kaplayan deniz müsilajı üzerinde kesişiyor. Bu müsilaj bolluğunun sonuçları felaket.

Boşu Boşuna, sözlü ve yazılı masalların aktarılışını ve kriz karşısında anlamın nasıl üretileceğini araştırmak için bir alan yaratır. Karaoğlu’nun videolarında umudun kesildiği satırlar var. Yine de umudun yadsınmasını gündeme getirmek bile bir şekilde umut vericidir. Bununla birlikte sanatçı, kendi yaratıcılığını körüklemek için izleyiciyi şairin, yaratıcının yerine koymaya, jeolojik zaman üzerinden çözümler düşünmeye davet ediyor. Tüm bunları, dolaşım ihtiyacına ve aynı zamanda, nefes nefese yerinde koşmaya duyulan ihtiyacın çelişkisi içindeyken yapıyoruz. Boşu Boşuna’nın katılımcı performans versiyonu, çağdaş zamanlardan genç bir yazar olan beşinci bir karakterin eklenmesiyle bir kez 14 Eylül’de ve ardından Ekim 2022’de iki sunumu olacak.