kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Röportaj: Zehra Yaman (Butik Kütüphaneci)

28 Mart 2016

Türkiye’de 1964 yılından beri Mart ayının son Pazartesi günü başlayan hafta, Kütüphaneler Haftası olarak kutlanıyor. Bu hafta kapsamında çeşitli kurumlar kendi kütüphaneleri ile ilgili bir dizi etkinlikler düzenlerken, okullar da bir hafta boyunca kütüphanenin önemi ile ilgili çeşitli bilgilendirmeler ve konuşmalar düzenliyor. Kütüphaneler Haftası belki günümüzde bilgisayarlar ile modern çağa ayak uyduramamış ve “Belirli Günler ve Haftalar” kitabında anımsanacak bir hafta olmuştur.

kültür.limited olarak bu haftayı, özellikle kültür sektöründe de birçok kütüphanenin kuruluşunda çalışan, kütüphaneciliğe farklı bir açıdan yaklaşan, eski tabir ile “kütüphaneci”, yeni -ve belki de daha havalı gözüken- adı ile “Bilgi ve Belge Yöneticisi” Zehra Yaman ile konuşarak değerlerlendirmek istedik.

  • Öncelikle okuyucuların sizi ve yaptığınız işi tam olarak anlamaları adına kendinizi ve işinizi biraz anlatabilir misiniz?

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik bölümünden mezun oldum 98’de, o günden beri de işimi yapıyorum. 16,5 yıl mesleğimi Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi’nde sürdürdüm. Şu an bağımsız olarak çalışıyor, kişisel kütüphane düzenlemeleri ve editörlük yapıyorum. Çok sayıda kitabı olan ve bu kitapları aktif olarak kullanmak isteyenlerin kitaplarına erişimini kolaylaştırmak için ev ve ofis kütüphanelerini isteğe göre düzenliyorum. Kitapları bir yazılıma (kişinin isteklerine göre hazırlanmış bir programa göre) kaydederek kolay ulaşılabilir olmalarını ve envanter kaıyları olmasını sağlıyorum kısaca.

  • Yaptığınız işin Türkiye’de veya dünyada bir “tanımı” var mı? Bu kavramı ne şekilde yerleştirebiliriz?

Kişisel kütüphane kurmak diyebiliriz yaptığım işe. Butik tarzda, kişinin ihtiyaç ve isteklerine yönelik. Spesifik olmasını isteyenlere göre ayrı, basit bir düzende aradıklarını bulmak isteyenlere ayrı…

  • İstanbul Bilgi Üniversitesi kütüphanesinde nasıl çalışmaya başladınız? Bir üniversite kütüphanesinde çalışmak size nasıl bir deneyim kazandırdı?

Üniversite 2. sınıfta okurken teklif geldi Bilgi’de yarı zamanlı çalışmam için ,fakat ben mezun olana kadar bekledim ve daha sonra orada çalışmaya başladım. Üniversite kütüphanesinde her şey teknolojiye hemen uyum sağlamak zorundadır. Mesleki bilgi ve donanım yenilikleri hep takip etmek yönündedir. Çok fazla çalışma arkadaşı ve bölümün varlığı gelişmenize, öğrenmenize katkıda bulunur.

383382_258538414234436_633879031_n

  • Şu ana kadar kimlerin veya hangi kurumların kütüphanelerini kurdunuz? Bu kütüphanelerin birbirlerinden ayırt edici ne gibi özellikleri var?

Borusan Müzik Kütüphanesi’nin kurulmasında görev aldım Bilgi’nin ilk yılında, bu bir ekip işiydi, müzik kütüphanesini birlikte kurduk. Daha sonra okulumuzun yarı zamanlı hocalarından biri olan Dr. Önder Güngör’den teklif geldi ve onun kitaplığını düzenlemekle ilk defa tek başıma bu işi yapmış oldum. Önder Bey, kitaplarına yer belirleyici etiket istemediği için ona etiketsiz, kitapların nerede olduğunun bulunabilmesi için ona özel bir sistem kurdum. Daha sonra bu işi yaptığımın duyulmasıyla birlikte başka işler gelmeye devam etti. Dayıoğlu Hukuk Kütüphanesi’nin düzenlenmesini yaptım, kütüphane sadece hukuk kitaplarından oluştuğu ve asıl amaç yasa maddelerine çok çabuk ulaşabilmek olduğu için içindekiler sayfaları scan edilerek sisteme yüklendi ve aranabilir hale geldi.

borusan_muzik_kutuphanesi

Serdar Erener, Doç. Dr. Hülya Yaşar… vb gibi kişilerin kişisel kütüphanelerinin düzenlenmesini sağladım. ICiB (İstanbul Centre in Brussels)-Kütüphane projesinin hazırlanmasında çalıştım Bilgi’deyken, bu uzaktan çalıştığım bir proje oldu.

Nakkaştepe’deki Vakko Moda Merkezi’nde Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi’nin kurulmasında Proje Lideri olarak görev aldım. Kreatif endüstri başlığı altına giren bu kütüphanede sadece ‘yaratıcı eserler’ var ve bu anlamda butik bir kütüphane oldu.

  • Kültür alanındaki kütüphanelerle de çalıştınız. Borusan Müzik Kütüphanesi ve Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi gibi yaratıcı endüstriler, kültür-sanat ve müzik alanındaki kütüphaneler için çalışmak nasıl bir deneyimdi? Diğer kütüphanelerden ne gibi farkları var?

Öncelikle Borusan Müzik Kütüphanesi  ilk özel müzik kütüphanesi oluşu , klasik müziği geniş kitlelere sevdirmeyi hedeflemiş olması ve benim ilk deneyimim oluşu nedeniyle önemliydi. CD, video, basılı malzemeler, kitap, nota ve dergilerin tamamı sadece müzikle ilgiliydi. Kültür ve sanatı destekleyen her tür kurumla çalışmayı çok zevkli buluyorum. Hem materyallerin çekiciliği, hem de Türkiye insanının çağdaş, insani değerlere önem veren, gelişmiş ve modern zihniyetli bir topluma dönüşmesi için sarfettikleri çaba için. Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi açılış tarihine yetişebilmesi için çok yoğun bir çalıştığım bir dönem olarak aklımda kaldı en çok. Gece yarılarına kadar süren bir çalışma dönemiydi. Müthiş sanat kitaplarını incelemeye ayıracak çok fazla zamanım olmadığına üzülmüştüm doğrusu.

  • Kütüphane oluşturmanın veya bir kütüphane yaratmanın ilk adımı nedir? Nereden başlamak gerekiyor?

Öncelikle çok sayıda kitabınız olması gerekiyor. Çocukluktan itibaren kaynakları biriktirmek, aileden miras kalan kitapların sahaflara verilmemesi bir ön adım olabilir. Kütüphaneler toplumun hafızasıdır ve bu hafızaya sahip çıkmak gerekiyor. Kolay erişilir, okur ile kitaplar arasında yüksek merdivenler, kaygan gezinti yerleri, kafa karıştırıcı kapı çokluğu, caydırıcı bekçilerin olmadığı, sabah kalktığınızda bir-iki adım sonrasında kendi zevkinize göre oluşturduğunuz bir kütüphaneye girebilmek düşüncesi bile insanı neşelendirmeye yetiyor. Evlerimizde bir odayı kütüphane olarak ayıramıyor olabiliriz, ama bu durum kütüphane kurmaya engel değil. Örneğin merdiven boşluğu, salon odası, antre veya koridorlar kütüphane kurmak için yetebilir. Son olarak taşı taş üstüne koymadan ev yapamayacağınızı hatırlatmak isterim. Kütüphanemde olmalı mantığıyla aldığınız kitap kütüphane dediğiniz yerde durur, öyle de kalır. Kütüphanem büyüyecek bilinciyle aldığınız kitap kütüphanenizi büyütmez, şişirir.

4f86e3c5-af87-4f58-9f74-e1c92c4261a9

  • Bir kütüphane oluşturur veya düzenlerken karşınıza ne gibi zorluklar çıkıyor? Bu noktada onları aşmak için nasıl bir yöntem izliyorsunuz?

Fiziksel zorluklar çıkabiliyor, raflar kitapların boyutlarına uygun olmayabiliyor, yeniden kitaplık siparişini beklemek zaman kaybettirebiliyor. Sürekli kullanılan mekanlarda çalışmak işi güçleştirebiliyor, çünkü düzenleme tamamlanana dek kimsenin kitapları ellemesini istemiyorum, bu karışıklıklara neden oluyor. Anlaşmaya dayalı belli bir zaman diliminde teslim ediliyor işler, evde veya kurumda bunu engelleyebilecek aktiviteler olduğunda iş aksayabiliyor, bu da gece dahi çalışmak anlamına gelebilir. Bunlar ilk aklıma gelenler.

  • Kişisel olarak oluşturmaktan veya düzenlemekten en keyif aldığınız kütüphane hangisiydi?

Kitapları karıştırmak bazen zaman kaybettirse de sanat kütüphanesi oluşturmak benim için çok zevkli. Edebiyat da ilgi alanım olduğundan, edebi nadir eserlerin çok olduğu kütüphanelerde de zevkli vakit geçiriyorum işimi yaparken. Yaratıcı eserlerden meydana geldiği için Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi oluştururken en keyif aldığım kütüphanelerden biridir.

moda-1050x7001-600x400

  • Kütüphanelerin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Her şeyin dijitalleştiği, herkesin aradığı her şeye Google’dan ulaştığı, dijital arşiv kavramının artık normalleştiği bir dünyada hâlâ geleneksel kütüphaneler nasıl varlıklarını sürdürebilir?

Kağıdı hissetmek, hafif bir mürekkep kokusu duymak, kitap okurken uyuyakalmak kitap okumak kadar mutlu ediyor bazılarımızı hâlâ. Kitap, alışık olduğumuz biçimiyle daha uzun yıllar varlığını sürdürecek gibi görünüyor. Kitabın varlığını sürdürecek olması kütüphanelerin de geleneksel anlamda varlığını sürdürecekleri anlamına geliyor. Kitaptan vazgeçmek o kadar kolay değil, çünkü o el yazmalarıyla başlayıp matbaayla süren bir geleneğin mirası. Bana kalırsa cazip bir kütüphane; insanların kütüphanenin kültür, bilim, düşünme, öğrenme ve eğlence yeri olarak simgesel önemini duyusal olarak da kavramalarını sağlar. Her şeyin dijitalleşmesi kütüphanelerin miadını doldurduğu anlamına gelmez, çünkü bilimsel araştırmalar giderek dijitalleşse de, insanların iletişim kurmaya ihtiyacı olacak.

  • Dünyadaki yayıncılık ve kütüphane trendlerini takip ediyor musunuz? Kitap satışın dijitale kaydığı bir noktada Amazon’un gerçek mağazalar açması veya büyük kütüphanelerin kendilerini yeni nesil dijital çalışma alanları hâline getirmesi sizce ne ifade ediyor?

Avrupanın köklü kütüphaneleri Vatikan Kütüphanesi ve Oxford’daki Bodleian Kütüphanesi dahi bir süredir koleksiyonlarının bazı bölümlerini internet üzerinden ulaşılabilir hale getirmek için hummalı bir çalışma içerisinde. Dijitalleştirme çalışmaları büyük önem taşıyor, çünkü eskiden, hasar verme riski veya tek kopya olmaları sebebiyle, Oxford ya da Vatikan’a gitseniz dahi orijinallere ulaşmanız mümkün olmuyordu. Fakat daha önce de söylediğim gibi ben kitabın modasının geçeceğine inanmayanlardanım. Dijitalleşme, araştırmacılar için çok yerinde bir kullanım olabilir fakat edebi okumalar için ben çok cazip olduğunu düşünmüyorum. Amazon’da bunun ispatı basılı kitap satışına geçmesiyle.  Kütüphaneler hâlâ insanın kendini iyi hissettiği, müşteri olarak görülmediği ya da dikkat dağıtan şeylere maruz kalmadığı ortamlar.

  • Dünyada ve Türkiye’de en sevdiğiniz kütüphaneler hangileri?

İstanbul’da; ben İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi içindeki İngiliz Dili Edebiyatı bölüm kitaplığını çok severim hala. Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Üsküdar’da, denize komşu, Mimar Sinan eseri Şemsi Paşa Kütüphanesi, özel kütüphaneler arasında Yapı Kredi ve SALT Galata‘yı severim.

Dünyada ise Oxford Üniversitesi Kütüphanesi bence çok çok güzel ve Paris’teki bir sahaf ve kitabevinden fazlası olan, üst katta bulunan kitapların satılık değil “okumalık” olduğu, Ernest Hemingway, F. Scott Fitzgerald, James Joyce, Gertrude Stein, Samuel Beckett, T.S Eliot, Ezra Pound gibi yazarların müdavimi olduğu Shakespeare and Company.