SANATORIUM, 5 Kasım – 12 Aralık 2021 tarihleri arasında Mehmet Dere’nin “Gönül Yakınlıkları” adlı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor.
Sergi; başlığını Johann Wolfgang von Goethe’nin 1809’da yayınlanan üçüncü romanı olan ve İngilizce’si ‘Elective Affinities’, Almanca’sı ‘Die Wahlverwandtschaften’ olarak geçen Türkçe’ye Sadi Irmak tarafından ‘Gönül Yakınlıkları’ olarak tercüme edilmiş olan kitaptan alıyor.
Serginin başlığı, bir zamanlar kimyasal türlerin eğilimini tanımlamak için kullanılan bilimsel bir terime gönderme yapıyor. Gönül Yakınlıkları, bir roman olmasının dışında Dere’nin sanatsal yaklaşımına ilham veren bir metafor olarak işliyor. Dere’nin çalışmalarında, Gönül Yakınlıkları, bir yandan kendi dünyasını yaratmak suretiyle verilmiş gerçeği olumsuzlarken, diğer yandan kendi anlamını olumsuzladığı gerçekliğin bir parçasının dönüştürülmesini mümkün hale getiren eserlerinin doğasına dair, bir ilişki biçimine referans ediyor.
Gönül Yakınlıkları başlıklı sergi aynı zamanda sanatçının kendi üzerine düşünme pratiği anlamında bir monografik kayıt olarak kitap ve işlerinden oluşan çok katmanlı bir sergi projesi olarak ortaya çıkıyor. Sanatçının kendisi tarafından yazılan monografisi sanatçının kültürel sermaye olarak üretimlerini bir değer, bütüncül bir okuma gayreti anlamında, kendi üzerine düşünen bir metin olarak ortaya koyuyor. Dere’nin kendi sanat tarihsel okumasının kaydını tutan monografisi, Türkiye’deki sanat tarihi yazımı alanında, sanatçının bir sanat tarihçisi kimliğiyle kendini ortaya koyması ve kendini bir metin olarak konumlandırması bakımından farklı bir boyut taşımaktadır.
Dere’nin erken dönem çalışmaları Türkiye’nin sosyo-politik tarihi / çok kültürlülüğü, kimlik, aidiyet ve kültürel demokratikleşme anlamında çok sesliliğin oluşması/ korunması geliştirilmesi konularını merkeze alan politik bir alanda yoğunlaşırken, son dönem çalışmaları iç gerçeklikten beslenen şiirsel, lirik, soyut bir çizgi gösteriyor. Bu anlamda Gönül Yakınlıkları metaforu, sanatçının birleştirmeye çalıştığı uzlaşmaz zıtlıklara gönderme yapmakla beraber, üretim pratiğindeki sorunsalların iç içeliğine, kopmaz bölünmezliğine işaret ediyor. Sanatçının eserlerinde kurduğu kavramsal ikilikler diyalektik olarak bir zıtlık olarak değil bir çeşit “gönül yakınlığı’’ ile bir arada bulunuyor.