Kültür-sanat ve basın alanlarındaki ifade özgürlüğü üzerine çalışan Susma Platformu, Batman’ın kültür-sanat ortamının taşıyıcısı olan kurumların temsilcileriyle geçmişten bugüne şehrin kültür-sanat ortamının tartışılacağı “Geçmişten Bugüne Batman’da Kültür-Sanat Ortamı” başlıklı bir seminer düzenliyor.
28 Ekim Çarşamba günü, saat 19:30‘da Yakup Selimoğlu (Batman Yeni Sahne), Sabri Özdemir (Batman Kültür Sanat Derneği-BART), Dicle Anter (Yılmaz Güney Sineması) ve Şêrzat’ın (Bahar Kültür Merkezi) katılımıyla gerçekleşecek çevrimiçi seminerin moderasyonunu Susma Platformu Diyarbakır Temsilcisi Özkan Küçük üstlenecek.
1990’lı yıllarda faili meçhul cinayetlerle adı sıklıkla anılan Batman, bu karanlık imajından bir türlü kurtulamadı. Kolay değil, DEP Milletvekili Mehmet Sincar ile İl Yöneticisi Metin Özdemir, bu şehrin sokaklarında gözler önünde öldürüldü. Tıpkı 1970’li yılların sonunda bağımsız belediye başkanı Edip Solmaz’ın da bir cinayete kurban gittiği gibi.
Oysa petrol şehri Batman, bir zamanlar, “Doğu’nun Paris’i” olarak anılıyordu ve canlı bir kültür sanat ortamı vardı. Batman, karanlık dönemlerde bu canlı kültür-sanat ortamı görünür olmasa da, bu özelliğini korumuş olmalı ki, 2000’li yılların başında yeniden bir canlanma yaşadı. Bu canlanmada 2006 yılında belediyenin açtığı Yılmaz Güney Sineması’nın da özel bir yeri var.
Yılmaz Güney Sineması kente hizmet ettiği 10 yıl boyunca sanatseverlerin başlıca uğrak mekânlarından biri oldu. Aynı dönemde Bahar Kültür Merkezi de sanatın her dalında çalışmaların yapıldığı bir mekân olarak kültür-sanat ortamına katkılarda bulundu. 2008 yılında kurulan Batman Kültür Sanat Derneği (BART) de bu dönemde kültür-sanat ortamına katkıda bulunan kurumlardan biriydi.
Diğer Kürt şehirlerinde olduğu gibi Batman’da da kayyımlar tarafından çeşitli kazanımlara el konuldu. Bunlardan en ağırı ise Yılmaz Güney Sineması’nın işlevsiz hale getirilmesi ve şüpheli bir yangının ardından da tamamen yıkılması oldu. Bu arada şimdilerde kurulan ve adıyla da bunu temsil eden Yeni Sahne, kayyımlar döneminde mekânsız kalan kültür-sanat etkinliklerinin önemli bir temsilcisi olarak kendini gösterdi.