Bu yıl 14 Eylül – 12 Kasım 2017 tarihleri arasında “New Literacy” (Yeni Okur-Yazarlık) başlığıyla gerçekleşecek 4. Ural Endüstri Çağdaş Sanat Bienali; gelecekteki sosyal, ekonomik ve kültürel değişiklikleri öngörüyor.
Yekaterinburg, Rusya’da yer alan Ural Tarih ve Arkeoloji Müzesi ise Bienal’in resmi Paralel Program Projesi olan “Future Past”‘ başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor. Çağdaş sanat sergisi, müzenin daimi sergi alanına entegre edilecek ve Yekaterinburg’daki Lenina Caddesi’nde 12 Eylül – 1 Ekim 2017 tarihleri arasında yer alacak.
Anastasiia Piletckaia ve Özgenur Geris’in küratörlüğünde gerçekleşen ve geleceğin muhteşem müzesi kavramına dayanan sergide Türkiye’den Emirhan Eren, Eda Aslan, Elçin Ekinci, Ekin Saçlıoğlu, Sami Aslan, Güneş Terkol, Gökçen Dilek Acay ve Merve Kılıçer gibi sanatçılar katılıyor.
Sergi; müzenin kalıcı koleksiyonuna tamamen yeni bir şekilde bakmaya ve fantastik geleceğin arkeolojik bulgularını bulmaya ve tanımlamaya çalışacak.
Psuedo documentary, bilimin argümanlarını kullanıp kendini bilimsel olgu olarak sunar. Ancak bilimsel çalışmaların gerektirdiği materyal, metot, doğrulanabilirlik gibi özellikleri taşımaz. Psuedo documentary, genellikle çelişkili eleştirilere yönelik aşırı tepki ve kişiselleştirmeler, destekleyici verilerin abartılması gibi konular üzerinde durur.
4. Ural Endüstri Çağdaş Sanat Bienali ise “yeni okuryazarlık” kavramını ortaya koymuştur ve böylece ortalıkta gezen cehaleti sorgulamaya başlamıştır. Sanat da bilim gibi bir “nesne”ye sahiptir ve onu kendi metotları içinde inceler. Tabi ki bilim “nesne”sini açıklarken, sanat yorumlar. Sanat olgusuna baktığımız zaman hep yüksek zümreye hizmet etmiştir ve onun beğenileri etrafında şekillenmiştir. Ekonomik olarak alt zümre de olan kişiler ise “gerçek sanat eserleri”nin kopyasını almışlardır. Günümüz sanatçıları da bir nevi yeni sanat tarihi okuması yapmakta ve sanat tarihinde yer almış eserlerin kopyasını yaparak psuedo documentary yapmaktadırlar. Bienal de ele alınan “yeni okur yazarlık” ile yapılan sahtekarlıklar görülüp toplumun yeni bir sanat tarihi okuması sağlanacaktır. Bir eser müzeye girdiği zaman sanat tarihindeki yeri sorgulanıp toplumu araştırmaya yöneltecektir. Homojen sınıfa hitap eden sanat toplumu virüs gibi ele geçirecektir. Bu projede yer alan eserler, geçmişten gelen sanat yapıtı izlenimi verirken sanatçı üzerinden okuma yapıldığı zaman bu eserlerin geçmişleri olmadığı görülecektir. Böylece toplum sanat tarihinde faklı bir okuma yapma olanağı bulacaktır.