Abject Gallery, 22 Mart – 22 Nisan 2017 tarihleri arasında, Türkiye’nin mevcut sosyal ve politik iklimindeki benlik algılarını ortaya çıkaran 6 Türkiyeli sanatçının çalışmalarından oluşan Look at Me adlı sergiye ev sahipliği yapıyor.
Çiğdem Mentesoğlu’nun kuratörlüğünü üstlendiği sergi, özel ve kamusal algılar vasıtası ile kendilerini keşfetmek için videoyu bir araç olarak kullanarak, “modern kadın”ın bir özeleştirisini yapıyor. Dila Yumurtacı, Özlem Şimşek, Ferhat Özgür, Çiğdem Menteşoglu, Gizem Karakaş ve Bengü Karaduman, bulundukları topluma ve toplumun politikalarına ilişkin olarak çevrelerine eleştirel ve içten bir bakış sağlıyor.
Dila Yumurtacı – Elinin Hamuru
Sanatçı, böyle bir söylemin toplumsal alanda kadının konumunu sınırladığını ve erkeğe yakışan işler vs. kadına yakışan işler arasında sert bir ikilemin var olduğu bir dünyayı tasvir ettiğini düşünüyor. Sanatçıya göre, bu dünyada kadınlar, güç yönünden erkeklerle rekabet etmekten aciz olarak anlatılıyor ve ikinci plana atılan domestik yaratıklar olarak tasvir ediliyor.
Özlem Şimşek: Letter
Letter, Özlem Şimşek’in, Türk resminde kadının temsil edilmesini yeniden canlandırarak, otoportresini sunuyor. Şimşek, bu otoportreyi, Nuri İyem’in çalışmalarına başvurarak yapıyor. Türk toplumu, büyük değişimlere uğrarken ve sanat dünyası, birçok farklı sesi ve perspektifi benimserken; Şimşek bu çalışmaları, modern Türk kadınının kimliğini ve temsilinin doğasını sorgulayarak erkek ideolojilerinden ayırmaya çalışıyor.
Ferhat Özgür: The Will
The Will (ya da The Ten Commandments), Ferhat Özgür’ün, Batı sanatına ve Batı sanatının tarihine istinaden, sadece Türk değil, Batılı olmayan tüm sanat dünyasının sorunlarının altını çizdiği bir parodi. Özgür bu hicivli çalışmayı, sanatın Türkiye’nin modernleşmesinde nasıl önemli bir yeri olduğunu ve Türk sanatçıların Batı ile ilişkisini betimleyerek anlatıyor. Post-modern çağda, sanatçıların umutsuz durumu, sadece bir kahkahayı ya da göz yaşlarını resmediyor.
Çiğdem Menteşoğlu: Made in Connotations
Made in Connotations, sanatçının rüyaları aracağılığı ile içsel benliğini keşfettikçe ortaya çıkan çağrışımlardan ilham aldığı bir kişisel hikaye. Bu rüyalar; sanatçı, kurgu ve gerçek arasında uzanırken, sanatçının tutkularını, öfkelerini ve korkularını ortaya çıkarıyor.
Gizem Karakaş: DİKKAT! DİKKAT!
Dikkat! Dikkat! adlı çalışma, genç bir sanatçının gözünden, sanat dünyasının ekonomilerini ve çok yüzlü mekaniklerini, bu dünyanın içinden geçerek sorgulayan dört kanallı bir video enstalasyonu.
Bengü Karaduman: Sketch for a New Body as a Performance
Karaduman, kendini, iki varlığın arasında salınan, bir formda var olup, diğerinde değişen olarak tanımlayarak vücut ve benliğin hayali keşfini anlatıyor. Sanatçı, etrafında değişen dış dünyaya bir yanıt veriyor.