kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Pi Artworks İstanbul’da yeni sergi: “Soytarılar ve Melekler”

12 Mart 2020

Pi Artworks İstanbul, 12 Mart – 25 Nisan 2020 tarihleri arasında multidisipliner sanatçı İpek Duben’in Soytarılar ve Melekler başlıklı yeni kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor.

Sergi, dünyanın gittikçe çözülemez bir hal alan hakikat-sonrası, gerçeklik-sonrası ve inanç-sonrası olguları karşısında gerçeği inkar etmemeye dair bir öneri etrafında konumlanıyor.

Soytarılar ve Melekler serisi sanatçının seyahatlerinde biriktirmiş olduğu ve dönüştürerek resimleştirdiği kartpostallardan oluşuyor. Bu çalışmalarda alay, ironi ve sorgulamayı temsil eden ‘soytarı’ ve de ilahi adalet elçisi görevleriyle doğruların ve yanlışların kaydını tutan, aynı zamanda saflığın temsili ‘melek’ arketip figürleri toplumsal işlevlerine atıfla yer alıyor. İnsanlığın vazgeçilemez yaşamsal koşullarının artık güvence altında olmadığı yeni dünyada İpek Duben’in çalışmaları bu doğrultuda bir sosyal eleştiri yöneltmeyi ve umudu besleyecek bir farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

Sergi aynı zamanda Duben’in önceki sergilerinde ele aldığı politik ve sosyal konuların yanı sıra dil, ikonografi ve materyal tercihlerinin devamında konumlanıyor. LoveGame (1998-2000) yerleştirmesinde kadın cinayetlerini, oyun ve aşk kavramlarıyla bir araya getirirken izleyiciyi sorgulamaya dahil etmek için kullanmaktan çekinmediği ironik dil yine Melekler ve Soytarılar’da kendini güçlü bir şekilde hissettiriyor. Thinking Garbage/Düşünen Çöpler’de (2005) Nancy Atakan ile beraber teknolojik devrimin insanları çöpleştirdiği, gereksiz atık durumuna ittiği problemden yola çıkan sanatçı, şimdi tüm insaniyetin varoluş sorunsalına odaklanıyor. Kartpostal materyali ise sanatçının What is a Turk? (2004) multimedya işinde olduğu gibi ırkçılık, etnik kimlikler üzerinden ayrımcılık aktarımı nesnesi olarak yer alıyor.

Keruvların tüketim hezeyanına sürüklenerek bitap düştüğü, izleyiciyi, tüketim toplumunun masumiyeti nasıl bir yıkıma uğrattığı üzerine düşünmeye davet eden Children of Paradise (2000-2011) serisindeki keruv ikonografisi ise bu defa farklı bir şekilde ortaya çıkıyor. Soytarılar ve Melekler’de keruvlar yetişemedikleri olumsuz sosyal gerçeklikler ve bunları göremeyenler arasında şaşkınlıkla ve çaresizce koşturur halde bulunuyor.