Anna Laudel Düsseldorf, 16 Eylül – 13 Kasım 2021 tarihleri arasında Ardan Özmenoğlu’nun “Alles wunderbar” (Her Şey Harika) başlıklı Düsseldorf’taki ilk kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor.
Küratörlüğünü Katerina Valdivia Bruch’un üstlendiği sergi, sanatçının kariyerinin farklı dönüm noktalarını kapsayan 9 yıllık yaratıcı yolculuğunu gözler önüne seriyor.
Sonsuz yaratıcılığı, hem basit hem de karmaşık konuları eğlenceli ve neşeli bir şekilde ele alma becerisiyle Özmenoğlu, işlerinde kağıt, cam veya neon gibi farklı malzemeleri kullanarak geniş bir yelpazede eserler üretiyor. Sanatçı doğanın kırılganlığı ve insanın savunmasızlığı üzerine bir tür yorum olarak boyalı cam katmanlarla yarattığı üç boyutlu heykel çalışmalarla çiçekleri ve ağaçları betimliyor.
“Alles wunderbar”, sanatçının Almanya’yla, özellikle de yaşamını sürdürdüğü ve İstanbul’dan sonra en çok üretimde bulunduğu yer olan Berlin’le uzun yıllara dayanan ilişkisine dikkat çekiyor. Sergide, sanatçının öğrendiği ilk Almanca kelimelerle isimlendirdiği eserleri Alles gut (Her Şey İyi), Alles schön (Her Şey Güzel) ve sergiye adını veren Alles wunderbar (Her Şey Harika) isimli post-it çalışmaları ve neon ışıklı heykelleri Ja, ja, ja, ja (Evet, evet, evet, evet) de yer alıyor.
Yaşamın kusurluluğu, sanatçının keşifleri için mükemmel bir senaryo oluşturuyor. Ayrıntılara gösterilen özen, gündelik olana ve şimdiye, aynı zamanda medyaya, sanata, Türk kimliğine ve tarihine dair ince yansımalar, yapıtlarının ayrıcalıklı özelliği oluyor. Çalışmalarında her zaman ince bir mizahla, bir topluluk ve aidiyet duygusunu, aynı zamanda da yeniliklere ve hayatın sürprizlerine karşı açıklığı ima ediyor.
Post-it’ler genellikle gündelik hayatta bir hatırlatıcı ya da kağıt yığınları arasında sayfaları ayırmak veya farklı yüzeylere hızlı notlar bırakmak için kullanılıyor. Özmenoğlu ise bu malzeme üzerinden Türk tarihi ve siyasetinden ve İstanbul’daki günlük yaşamdan bahsediyor, aynı zamanda sanatçının çağdaş Türk toplumunu şekillendiren modern şehirli kadınları nasıl algıladığını da gösteriyor.
Post-it çalışmaları arasında sanat, müzik ve moda dünyasında ünlü isimler, tarihi şahsiyetler ve siyasi liderleri gibi günümüz kültürün kitle iletişim araçlarıyla popülerleştirdiği karakterler yer alıyor. Sanatçı ayrıca, günlük yaşamdan edindiği izlenimlerini kimi zaman duvar, kapı ve grafitilere yazdığı gelişigüzel sözler, kimi zaman da farklı şehirlerde izini sürdüğü rögar kapakları gibi çeşitli kentsel unsurlar üzerinde imgeleştiriyor.
Özmenoğlu, Berlin’de misafir sanatçı olarak kaldığı dönemde ilk kez çalışmaya başladığı neon ışıklarla ürettiği işlerle, toplum ve sanat çevreleri üzerine kişisel yorumlarını yansıtıyor.