Anna Laudel, Düsseldorf’taki galerisinde gerçekleştirdiği Mathias Hornung ve Onur Hastürk’ün kişisel sergilerini, 21 Ocak – 28 Şubat 2021 tarihleri arasında “Echos” başlığı altında yeni bir sergiyle bir araya getiriyor.
Sanatçıların ilk defa İstanbul’da sergileyecekleri yeni eserlerinin de yer aldığı, Mathias Hornung’un “Defragmentology” ve Onur Hastürk’ün “Asimilasyon” başlıklı sergilerini bir araya getiren “Echos”, İslam sanatının modern batı sanatıyla buluşmasından, rölyeften dijital dünyaya geçişe kadar uzanan temaları içeriyor. Adını Türkçe’de yankı anlamına gelen “echo” kelimesinden alan sergideki eserler, farklı temalarda ve sanat teknikleriyle üretilmelerine rağmen, geçmişle günümüz arasında kurdukları köprüyle birbirlerini Almanya’dan sonra Türkiye’de takip ederek tamamlıyor.
Mathias Hornung – “Defragmentology”
Eserleriyle teknoloji ve heykel arasındaki engelleri kaldıran Mathias Hornung, Anna Laudel İstanbul’daki ilk kişisel sergisini gerçekleştiriyor. Sergide yer alan rölyefleriyle dijital dünyaya bir bağlantı kurarak, tematik ve yapısal olarak kafa karıştırıcı çağdaş sanata gönderme yapan Hornung, bilgiye rahat erişimin ve aşırıya kaçan ilginin çok katmanlı, aynı zamanda hesaplanamaz boyutlarını sorguluyor.
Sanatçı, eserlerinde kullandığı ahşap, kağıt ve teknolojik aletlerle; yeni olasılıklara, ortak bakış açılarına doğru ilerleyen, her biri kendini yeniden aydınlatan farklı çağları sembolize ediyor. Çağlar arasında köprü kuran sanatçı “Defragmentology” sergisiyle, her zamankinden daha mükemmel teknik görsellerin olduğu şimdiki dünyamızda görsellerin dijital çokluğunu, eski yüksek baskı sürecinin şehvetli yakınlığı, bedenselliği ve dokunsallığı ile buluşturuyor.
Malzeme ve medya kavramları arasındaki boşlukla oynayan Hornung’un kağıt veya ahşap üzerine basılmış dikdörtgen ızgara sembolleri, duygu yüklü kavramsal imgelerdir. Mathias Hornung, tahta baskılarında geçmişin, şimdiki zamanın ve geleceğin kendine özgü, salınımlı ilişkisini sunuyor. Zaman ve mekânın yanı sıra topografyanın da önemli bir rol oynadığı yapıtlarıyla Hornung, mükemmel ve sıradan yaşam olgusuna farklı bir bakış sunuyor.
Onur Hastürk – “Asimilasyon”
Kültürler ve tarihler arası kendine has bir İslam sanatı tekniği geliştiren, günümüzün öne çıkan minyatür sanatçılarından Onur Hastürk, Anna Laudel İstanbul’daki ilk kişisel sergisiyle sanatseverlerle buluşuyor.
Düsseldorf’taki kişisel sergisiyle Avrupa’da beğeniyle karşılanan Hastürk, İslam sanatının farklı üretim ve teknik tarzlarını, Henri Matisse ve Andy Warhol’un öncülerinden olduğu modern batı sanatıyla buluşturuyor. “Asimilasyon” sergisinde Hastürk üretimlerini 3 ilgi çekici seride sunuyor; Matisse’e Saygı, Warhol’a Saygı ve Klasik Minyatür.
Matisse’e Saygı
Sanatçının Matisse’e Saygı serisi, modern ve geleneksel arasında üretilen eserleri bir araya getiriyor. Matisse’in resimleri arasında Avrupa resim geleneğinin doğallığı ve dokunsallığı, İslam halılarının ritmik desenleri ve İslam minyatür resminin sığ kompozisyon alanları bulunuyor. Sanatçı, Matisse’in “odalıklarını” bir minyatürist gözüyle ele alıyor; keskin çizgiler ile onun gevşek fırça darbelerini, düz renklerini görünür hale getiriyor ve Matisse’in, isimsiz İslam sanatçılarını gölgede bıraktığı, resimdeki İslami modernizmi tekrar işliyor. Hastürk aynı zamanda Matisse’in Doğu motiflerine kattığı yorumu, resimlerinde ve çizimlerinde süsleyici bir dekorasyon olarak yeniden yorumluyor.
Warhol’a Saygı
Matisse’in resimleri gibi Warhol’un tuvalleri ve heykelleri de Hastürk’ün sanat pratiğine yansıtıyor. 1957’de Warhol; çiçekleri, moda ayakkabılarını ve dergi modellerini resmettiği, çoğunun altın kağıda basılmış olduğu, 19 ofset litografi ciltli bir Altın Kitap yayınladı. Sanatçı, Warhol’a Saygı serisinde Warhol’un eserlerindeki figürlerin etkisi, İslam sanat uygulamaları ve altına olan ilgisi üzerinde duruyor.
Klasik Minyatür
Klasik Minyatür dizisinde Hastürk, İslam sanatındaki minyatür tekniğinin hem estetiğini hem de modern öznelliğinin temsilini yansıtıyor ve Henri Matisse gibi modernistlerin hayran kaldığı olağanüstü özelliklerini gösteriyor. Hastürk’ün minyatür sanatının çağdaş yorumunda gösterdiği oyuncu tutumu, diğer geleneksel çalışmalarında da görünüyor. İznik Çinilerinde, Hastürk’ün Warhol serisinde yer alan altın kaplama olarak kağıtta yer alan fesli erkek silüeti, çini tabak yüzeyine sıçrıyor ve bu dinamik minimalizm “Kırmızı Fesli Figürler”ine yansıyor. Burada tanıdık fesli siluetleri sadece çarık, fes ve renkli boya ile işlenmiş yüzlerle kağıt üzerine tek bir altın çizgiyle çizilmiş olarak görünüyor. Sanatçı tarafından kullanılan ebru ve tezhip gibi diğer geleneksel teknikler ise onun için minyatür sanatı kadar anlam ifade ediyor.