kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Protocinema’dan yeni sergi: ‘Artık Ortak Bir Zemin Kurduğumuza Göre’

17 Mart 2022

Protocinema, 4 Mart – 2 Nisan 2022 tarihleri arasında New York’ta, The Clemente’nin ev sahipliği ve partnerliğinde, Yükselen Küratör Serisi 2022 kapsamında, küratörlüğünü Lila Nazemian’ın yaptığı ‘Artık Ortak Bir Zemin Kurduğumuza Göre’ başlıklı sergiyi düzenliyor.

Eleana Antonaki, Orlee Malka ve Sara Ouhaddou’nun işlerinin yer aldığı grup sergisi, küresel çoğunluğun toplulukları arasındaki benzer kaygılar arasında sanat yoluyla bir diyalog kurarak ve arkeoloji pratiğini yeniden düşünerek bilgi üretimi ve yayılımını araştırıyor.

Artık Ortak Bir Zemin Kurduğumuza Göre, arkeolojik pratikler, dil, miras ve ironik bir şekilde sanatçıların yapıtları arasındaki ortak paydanın belirsizliğini araştırıyor. Değişken zamansallıklar içinde yer alan sanat işleri, sergi alanını, tarihsel anlatıların ve öznelliklerin arkeolojik miras aracılığıyla kodlanma biçimlerinin yeniden düşünüldüğü bir alana dönüştürüyor. Kuşaklar arası hafızasının tezahürlerini içeren bazı işler devam eden arkeolojik uygulamaların geçerliliğini sorgularken, bir öteki, yüzyıllar öncesine ait ve öznel olarak programlanmış varoluş hallerinde insan-sonrası bir gerçeklik sunar, diğerleriyse silme yoluyla bastırma tarihlerinin izini sürer. Eleana Antonaki’nin The dig is her. She is the dig (Kazı O’dur. O kazıdır) (2019) videosundaki bir cümleye atıfta bulunan sergi başlığı, sergide işlenen farklı temalarla oynamaktadır.

“The dig” yani (kazı) arkeolojide bir kazı alanına referansla argo bir terimdir; dikkatle incelenen bölgeyi ifade eder. Eleana Antonaki’nin Kazı O’dur. O kazıdır videosu uzak gelecekteki deneyimini anlatan, su bloğu biçimindeki bir kadın karaktere odaklanır. Kazıldığı taş ocağı alanını anlatan ve kazıyı yapanlara musallat olmak için oraya geri dönmeyi planladığını anlatır. Su, kolektif deneyimlerin birikimi olarak nesiller arası bilinç biçimini alır. Antonaki, siyasi bir eylem olarak kazı ve bunun jeoloji ve arkeoloji ile ilişkisi ile ilgilenmektedir. Video, kadını arkeolojik bir alan, bilginin üretildiği yer olarak konumluyor.

Orlee Malka’nın fieldwork to the unconsole (teselli edilmeyenlere saha çalışması) (2018) başlıklı çalışması, özellikle Avrupa emperyalizmini destekleyecek şekilde Batı akademisi ve diğer kurumlar tarafından normalleştirilen arkeolojik ve etnografik metodolojileri ortaya çıkara bir kazı projesidir. Batı’nın Batılı olmayanı istihraç etme eylemlerini yeniden düşünen kopyaları, nesneleri, okumaları ve deneyleri içerir. Sifters (replica) ((Elekler (replika)), 18. yüzyıldan itibaren İngiliz kazı-yağma alanlarının arşiv görüntülerinden çoğaltılan eleklerin bir heykelidir. empty museum (boş müze) (2019) işinde, Malka, Müze’nin yağmalanmış nesne birikiminin insanlık dışı fazlalığını yeniden düşünmek için bir deney olarak müzelerin kat planlarını kullanır. Yer planında boş müze başlıklı bir odanın ana hatlarını çiziyor. Proje, müze yöneticilerinin en büyük endişesini aktarıyor: restitüsyon süreçleri sonucunda kurumun boş kalması. boş müze, dünyayı farklı terimlerle hayal etmek için bir duraklama ve önerme olarak boşluğun değeri üzerinde duruyor ve sergi süresince restitüsyon üzerine erişilebilir konuşmalardan oluşan bir program içerecek.

Sara Ouhaddou, Fas’taki Atlas ve Japonya’daki Amori dağlarındaki uzak bölgelerden gelen ve her ikisi de geçmişlerine dair hiçbir yazılı kayda sahip olmayan toplulukların tarihini inceliyor. Ouhaddou’nun sanatçı kitabı Atlas (1) (2018), geleneksel Fas ciltleme tekniklerini kullanarak tekstil, seramik, antik taş gravürleri ve fosillerdeki mevcut sembolleri belgeliyor. Sanatçı, Amazigh Fas ve Jomon Japon tarih öncesi uygarlıklarının sembolleri arasındaki şaşırtıcı korelasyonları tespit ediyor. Her iki toplum da tarihsel olarak dilsel baskı da dahil olmak üzere çeşitli kültürel silme biçimlerine tabi tutulmuştur. Aomori (1) (2018) adlı yerleştirmesi için Ouhaddou, hiç temas halinde olmadığına inanılan bu medeniyetler arasında paylaşılan, ağaçlar ve bulutlar gibi oyma sembolleri yeniden yaratan seramik parçalar için Tokyo’daki zanaatkarlarla birlikte çalıştı. Sanatçı, bunu yazılı iletişimin sınırlarını aşarak kurulan bir bağlantı; tarih, bilgi ve kültürün bir nesilden diğerine aktarılış biçimi olarak algılıyor.

Benliğin inşası, özünde miras ve kişinin geçmişinin anlaşılmasıyla bağlantılıdır. Artık Ortak Bir Zemin Kurduğumuza Göre, sanatçılar Antonaki, Malka ve Ouhaddou, hem pratikte hem de temsilde yerleşik çerçeveleri bozuyor, formüle edilmiş kimliklerin miraslarını ve uyumlu tarih anlayışlarını sürdürmeyi amaçlıyor. Sergi, eserleri bireysel izlerle dolu olan sanatçılar arasında kurulan gelecek olasılıkları düşünmek için zaman ötesi bir diyalogdur.

Artık Ortak Bir Zemin Kurduğumuza Göre sergisine, katılımcı sanatçılar ve küratörün metinleriyle birlikte yeni bir Protozine baskısı eşlik edecek. Paralel programlar, Lila Nazemian ile sanatçılar Eleana Antonaki ve Orlee Malka arasındaki bir sohbeti ve ayrıca The Clemente ile ortaklaşa oluşturulan bir etkinliği içerecek.

2015 yılında başlatılan Protocinema Yükselen Küratör Serisi (PECS), yaparak yaşayarak öğrenme şeklinde profesyonel eğitim sağlayan bir mentorluk programı. 2022 için seçilen Protocinema Yükselen Küratörü Lila Nazemian’a sergi hazırlık süreci boyunca, The Kitchen, New York Kıdemli Küratörü Lumi Tan; küratör ve yazar, Paul Klee Sommerakademie Sanat Direktörü Tirdad Zolghadr, ve Protocinema Yönetici Direktörü ve küratör Mari Spirito mentorluk yaptı.