Institut français Türkiye, yayınlanmış eserlerin Fransızca’dan Türkçe’ye çevirisini desteklemek ve teşvik etmek, çevirmenlik mesleğini öne çıkarmak ve çevirmenin Türkiye’de yayıncılık sektöründeki yerini güçlendirmek amacıyla bir manifesto yayınlayarak Fransızca Çeviri Ödülleri’ni başlatıyor. Genel ve teşvik adı altında iki ayrı kategoride verilecek olanFransızca Çeviri Ödülleri’ne başvurular için son tarih 16 Nisan 2021.
Başkanlığını INALCO Türkçe Kürsüsü Yöneticisi ve Actes Sud Türkçe Koleksiyonu Müdürü Timour Muhidine’in yaptığı Institut français Türkiye Çeviri Ödülleri Seçici Kurulu; Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Emin Özcan; Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Lâle Özcan, Hacettepe Üniversitesi Çeviri Bölümü Başkanı Doç. Dr. Zeynep Oral ve çevirmen Ayça Sezen’den oluşuyor.
Institut français Türkiye tarafından Fransızca Çeviri Ödülleri vesilesi ile yayınlanan manifesto ise şu şekilde:
Bir kitabın ortaya çıkma sürecinde çevirmenlerin katkısı esastır. Institut français Türkiye için diller birer Evliya Çelebi gibidir, onlar da seyahat ederler! Çevirmenler ise, kültürleri buluşturup aralarında kalıcı bağlar kurulmasını sağlayan her şeyin -sözcüklerin ve eğretilemelerin- peşine düşen, yeri doldurulamaz aktarıcılardır. İyi bir çeviri okumak, yazarı kendi dilinde okuyormuş hissini uyandırır. Edebi çevirmen, yeteneğini başkalarının hizmetine sunarak eserde kendisini görünmez kılsa bile, aslında bir sanatçıdır. O basit bir teknisyen değildir, yılların deneyimine ve eğitimine dayanarak karmaşık düşünceleri yorumlayan ve öteki dilde eşdeğer bir üslup yaratabilen kişidir.
Çevirmen, kendi kültürüne olduğu kadar yazarın kültürüne de hâkim olmalıdır, bu onun mesleğinin doğası, hatta asaletidir. Çevirmenlerin işlevi çoğu kez azımsanır, sektördeki aktörler tarafından nadiren öne çıkarılır ve değerinin karşılığını maddi açıdan da pek bulamaz. Institut français Türkiye bir “Fransızca Çeviri Ödülü” yaratarak çevirmenlerin bu rolünü takdir eder ve yanlarında yer aldığını beyan eder. Sezar’ın hakkını Sezar’a verme zamanı gelmiştir! Başka bir deyişle, ezelden beri kültür ve edebiyatın bizi bu derece mutlu edecek şekilde daldan dala konmasını sağlayan kadın ve erkek çevirmenlerin, yani bu edebiyatçıların emeğini yerli yerine oturtarak artık haklarını vermeliyiz.