kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Mixer’de iki yeni sergi

10 Haziran 2022

Mixer, 10 Haziran – 30 Temmuz 2022 tarihleri arasında ana galeri mekânında Emre Erkmen’in A Secret About a Secret’ başlıklı solo sergisine ve proje odasında Ayşenur Şentürk’ün ‘Arayış’ başlıklı ilk solo sergisi sergisine ev sahipliği yapıyor.

Uzun zamandan beri sinema sektöründe görüntü yönetmenliği yapan ve film imgeleri üzerine deneyiminin gözlemlenebileceği Emre Erkmen’in A Secret About a Secret’ başlıklı ilk fotoğraf sergisinde, metropol ve kırsalın farklı yaşamlarından kesitler sunan fotoğraflar, sinematografik bir kurguyla sergileniyor. Metropolle başlayan, kırsal kesimle süren ve dolambaçlı koridorlar arasında yer alan fotografik anlar her ikisinin karşı karşıya gelmesiyle son buluyor. Bu fotografik anlarda saklı olan bilinmezlik, sırlarını önce sergiye sonra izleyiciye bırakıyor.

Dünyanın dört bir yanında çalışırken ve gezerken çekilen, sinema sahnesindeki gibi yatay olarak kullanılan fotoğraf imgeleri dünyamızın hem ilginçliğini hem de kendi içindeki çelişkilerini gösteriyor. Emre Erkmen’in belgesel duyarlılığındaki fotoğrafları hem dramatik sahneleri hem de gariplikleri ortaya koyuyor. Kimi zaman şiddet dolu kimi zaman ise sakin ve ironik bir göz ile gösterilen yerleşimler Güney Amerika’dan Kuzey Amerika’ya, Asya’dan Avrupa’ya ve de elbette Türkiye’ye ait fotoğraflardan oluşuyor ve sanatçının seyyarlığında gerçekleşiyor. İçinde yaşadığımız dünyada, şehirlerdeki bunca insanın “hayat anlarından” ve “pratiklerinden” görüntüler sinematografın gözünden gösteriliyor. İmgelerin arkasında yatan gerçeği arayan gözü ise izleyicinin “bakma pratiklerine” bırakıyor. 

Ayşenur Şentürk, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Resim bölümünden mezun olmasının ardından eğitiminin sınırlarının dışında kendi içinde arayışında olduğu dünyaları ve bu dünyaların varlıklarını bulmak için bir adım attığı ‘Arayış’ başlıklı ilk solo sergisinde, öğrencilik yıllarından sonra kendi sanatsal dilinin, estetiğinin ve ifadesinin özgürlüğünün peşinden sezgileriyle ilerlemeyi seçiyor. Sanatçı, bu doğrultuda yön bulan çizgilerin, şekillerin ve renklerin izinden kendi iç yolculuğunda kendisine eşlik eden çalışmalarını bu sergi ile izleyiciyle paylaşıyor.

Her ne kadar eski ustaların eserlerinden oldukça beslenmiş olsa da Ayşenur Şentürk’ü bu ustaların pratiklerinden ayıran en büyük özelliği dünyada var olan ya da hayal edilmiş olan mitlerin ve dini tasriflerin alışagelmiş imgelemleriyle; temsiliyetinin ötesinde kendi içindeki kıtalarda ve bilinmeyen topraklarda geçen kişisel Odysseia’sının izlerini seyircisiyle buluşturuyor olması.

Şentürk’ün etkilendiği sanatçılardan biri olan John William Waterhouse’un meşhur Odisseus ve Sirenler tablosuna baktığımızda, Homer’in destanından bir sahneyi fiziksel dünyada var olan alışagelmiş teslimiyetler ve anlatılar üzerinden, özgün estetik diliyle bir tablo yarattığını görürüz. Ayşenur Şentürk’ün resimlerine baktığımızda tanık olduğumuz sahneler ve peyzajlar Şentürk’ün kendi iç varlığının dehlizlerindeki yolculuğuna çıkmış başka bir destansı dünyadan manzaralarla doludur. Sanatçının eserlerinde doğada var olan ve dünyadaki varlığıyla bize tanıdık gelen canlılar ve manzaralar yer alsa da asıl karşılaştığımız sanatçının iç yolculuğudur. Bakir bir harmoniyle ortaya koyduğu tablolarında ruhuna dokunan iç arayışlarını izleyicinin deneyimine sunar.