kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Tanımsız Hizmetler Bürosu (T.H.B.) SALT Galata’da

16 Nisan 2018

SALT Galata, 12 Nisan – 15 Temmuz 2018 tarihleri arasında Tanımsız Hizmetler Bürosu (T.H.B.) başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor.

Tanımsız Hizmetler Bürosu (T.H.B.), belirli bir ilişki ağından çıkan ve o ağ içerisinde bir amaç ve işlevi bulunan işlerle ilgilenir. Sanatın haricinde bir alandan temellenerek sanatta bir dışa vurum veya bir tercüme şeklinde varlık gösteren bu örnekler, alanlar arasındaki kaçınılmaz gözenekliliğe işaret eder. Bu bağlamda sergi, sanat üretimlerinin başka çevrelerde nasıl uygulamaya geçirildiğini ve çeşitli disiplinlerle etkileşirken ne gibi nitelik ve roller edindiğini araştırır. T.H.B. kapsamındaki projelerin ortak özelliği, kapsayıcı bir temadan ziyade, yapım ve sunum süreçlerindeki her ayrıntı ve ilişkinin eşit düzeyde özen gerektirmesidir.

Adını David Foster Wallace’ın 1996 tarihli Infinite Jest romanından alan T.H.B., sanatın kavram ve malzemeyi harekete geçirme bakımından üretimsel yönüne dikkati çeker; oluşum, dolaşım ve alımlanmasına yardımcı etkinlik, yer ve bileşenleri bağlantılandırır. Ne var ki bir sanat üretiminin sağladığı hizmet -piyasanın maddi getiri, akademik denklik veya politik etkinliğe sahip olma ve yararlılık gibi taleplerini karşılasa dahi- tanımsız kalır. Yine de işin görünürlük kazanması, sanat ile gündelik olanın iç içe geçmişliğini sorgulayan yönlerinin açığa çıkmasını mümkün kılar. Sergiye katılan sanatçılar yalnızca üretimin kendisiyle değil; belki de daha önemlisi, hangi koşullar altında, ne gibi aşamalardan geçilerek nasıl ve kiminle yapıldığıyla ilgilidir. Dolayısıyla T.H.B., güncel sanatın genel manada bir estetik araştırma alanı olduğu fikrinden hareketle bireye dair daha derinlikli bir düşünüşe dayalı gündelik hayat estetiği çizgisinde konumlanır.

Felsefe profesörü Yuriko Saito’ya göre Japon çay seremonisi, birtakım özgün araç gerecin kullanımından öte, bunların “tatami minderlerinin geometrik desenlerine uygun şekilde yerleştirilmesi”nden “bahçedeki taşların sıralanması”na, azami bir estetik deneyim için tasarlanması nedeniyle kayda değerdir. Seremoninin kökeni, yüz yıkamanın, temizliğin, yemek yapıp yemenin kutsal metinleri hatmetmekle eş değer görüldüğü Zen geleneğidir. Benzer şekilde, İran araştırmaları ve karşılaştırmalı edebiyat profesörü Hamid Dabashi’nin “Fars’ın kitabi hümanizmi” olarak nitelediği adap kavramı da konuşma, cömertlik, muharebe kuralları, arkadaşlık, evlilik, bahçecilik, yeme içme, nevresim değiştirme, bir enstrüman çalma ya da yaşama ve ölme biçimleri gibi muhtelif eylemle ilişkilenir. Felsefe profesörü Liu Yuedi’nin Konfüçyüs öğretileri hakkındaki incelemesinde savunduğu üzere, “insan hayatının mahiyeti kadar çevrenin, yeryüzünün gelişimi için de en esaslı ilke estetik olmalı”dır.** Bu bakımdan amaç, sanatı siyaseten iyileştirmek (ya da araçlarını yenilemek) değil, hayattaki estetik unsurları etkinleştirmektir.

David Bernstein’ın bu estetik geleneklerden esinlenen yöntemlerle hazırladığı Stories of Obsessys [Merakı Mucip Nesne Hikâyeleri] projesi (2017-2018), alet edevat gibi görünen ve hem sanatçı hem de izleyiciyi olası kullanım alanlarını düşünmeye sevk eden nesnelerden oluşur. JUNZIOUI, tasarım, sanat ve mimaride mekân kurguları ve estetik işlevlerin etkileşimini irdeler. Rosa Sijben’in ilk olarak 2014’te gerçekleştirdiği Pocket Work [Cepte İş] (2018), SALT Galata’nın giriş katında Danışma görevlisince bire bir sunulur. Fiona Connor’ın 2016’da Los Angeles’ta yürüttüğü Color Census [Renk Dizini] fotoğraf projesinin İstanbul uyarlamasında, Karaköy’deki kimi hanların siyah beyaz cephe fotoğraflarına iç mekân duvarlarındaki boyalara dair renk dizinleri eşlik eder. Chris Evans’ın projesi de yine İstanbul’da; SALT kullanıcılarının mutfaklarındaki elektrikli ankastre ocaklarda baharatlarla yaptığı resimlerin görsel kayıtlarını bir araya getirir. John Ziqiang Wu, California’nın bir diğer şehrinde; Claremont’ta öğrencileriyle ürettiği resim ve çizimlerden bir seçkiyle zevk ve eleştiri geleneklerini sorgular. Bir grup ev kadınıyla çalışan ŠKART sanatçı kolektifiyse, gitgide unutulan bir ince iş olarak nakışçılığı -içeriğinde küçük bir değişiklikle- yeniden canlandırır.

Danna Vajda’nın projesi, dergi yazısı ve basın bülteni gibi güncel sanatın dolaşımında kullanılan temel aktarım araçlarına gönderme yapar. Sanatçı, bir eski eseri yok olmaktan kurtarırcasına ustalıkla derlediği kalıntıları, el yapımı bir gardıroba asılı giysi tasarımlarına dönüştürür. Aaron Flint Jamison, 2017 tarihli YU Contemporary VS Dept. of Revenue Oregon & Mult. Co. Assessor [YU Güncel Sanat Merkezi, Oregon Gelir İdaresi Kurumu ve Multnomah Bölgesi Vergi Denetçisine Karşı] kitap işinde, kurucularından olduğu kâr amacı gütmeyen merkezle ilgili bir itiraz davasının tüm evrağını toplar. Sanatçı ve meslektaşları kitapta -daha doğrusu mahkemede- kurumun sanat faaliyetlerini hukuk terminolojisine tercüme ederek anlatır. Öte yandan, Corridor Project Space, Türkiye’den kâr amacı gütmeyen üç oluşumun kurucusunu, bu nitelikteki mekânlar ve programları ile sanat kurumlarının durumunun tartışılacağı bir akşam yemeğinin menüsünü hazırlamaya davet eder.

Tanımsız Hizmetler Bürosu (T.H.B.) sergisindeki tüm işler, apartman sakinleri, aile, mahkeme salonu, çizim dersi katılımcıları, izleyiciler, küratörler gibi çok çeşitli bileşenin dâhil olduğu; çok yönlü ve eş değer etkinlik katmanlarında var olur. Bu bileşenlere yakından bakan T.H.B. “izleyici olgusu”na dair yeni soru ve tartışmaların önünü açar: Bu olgu ne gibi koşullar altında ortaya çıkar? Bir grup insan ne zaman bir işin bileşeni hâline gelir? İzleyici ne zaman katılımcıya dönüşür? Üretim nasıl bir iş olmaktan çıkar?

Corridor Project Space, David Bernstein, Fiona Connor, Chris Evans, Aaron Flint Jamison, JUNZIOUI, Rosa Sijben, ŠKART, John Ziqiang Wu, Danna Vajda’nın katkılarıyla SALT’ın Sohbetler serisinin bu ilk sergisi, New York’taki SculptureCenter’ın küratörü Sohrab Mohebbi tarafından programlanmıştır.

 

SOHBETLER HAKKINDA

SALT, 2018’de başlattığı Sohbetler serisi kapsamında, kültür alanından davetli kişilerle uzun süreli programlar geliştirir. Sohbetler, hızlı tüketime hazır, sırf seyirlik amaçlı sunumlar üretmektense yerinde ve derinlikli incelemeleri teşvik edip etkinleştirir; profesyonel ağlardan beslenmekten ziyade ilişki kurmayı merkeze alır. Sürümde olan kavramlar, etkinlik hâlleri ve izleyici yapılanmalarının tekrarı yerine, sağlam temelli altyapılar oluşturan bütünlüklü ve bir o kadar da aktif bir fikir alışverişi ortamı kurulması önceliklidir. Sergi yapımının bu bağlamda bir araç olarak değerlendirildiği Sohbetler’de, davetli programcıların çalışmalarına SALT ve birlikte araştırdığı, öğrendiği bileşenleri dâhildir.