kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

Kültür-sanat alanında destek ekosistemi

27 Eylül 2017

*Bu yazı Istanbul Art News Eylül, 2017 Sayı: 44 Piyasa eki için yazılmıştır.

Üretim, eğitim, proje geliştirme başta olmak üzere farklı alanlarda verilen; yarışma, fon, burs, ödül, destek, hibe gibi birçok farklı isimle anılan destek programları, sanatsal üretimin artmasını, bu alanda farklı projeler geliştirilmesini, farklı iş birlikleri kurulmasını tetikliyor.

Kültür sektöründe birçok farklı destek mekanizması var. Sanat kurumlarının ve kültür-sanat etkinliklerinin desteklenmesi bu mekanizmaların başında geliyor. Bağış, sponsorluk, hamilik, sadakat/üyelik programları gibi birçok sistem bu desteklerin sürdürülebilir olması için hayata geçiriliyor. Ancak bir de tüm bu ekosistem içinde daha az gözüken, ancak büyük önem taşıyan bir başka destek ihtiyacı var; o da sanatsal üretim desteği. Bu destek, ekosistemde ‘hibe’, ‘fon’, ‘burs’, ‘ödül’, ‘yarışma’ ve ‘rezidans’ gibi kavramlarla kendine yer buluyor.

Sanatçıların üretim konusunda desteklenmesi aslında hiç yeni bir durum değil. Antik Yunan’dan Medici İtalyası’na, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Birleşik Krallık’a, tarihin birçok döneminde dünyanın birçok bölgesinde sanatçılar; devletler, aileler ve çeşitli özel kurumlar tarafından farklı şekillerde ve kapsamlarda desteklendi.

Osmanlı Hanedanlığı himayesinde gelişen, büyüyen ve üreten nice sanatçı ve mimar, Cumhuriyet Dönemi’nde yerini Yurt Gezileri’ne davet edilen ressamlara, 1970’lerden itibaren ise Devlet Sanatçıları’na bıraktı. Sanatçılara devlet nezdinde verilen destekler, hâlen kısıtlı bir kapsamda ve alanda kalıyor. Bu noktada da özel sanat kurumları, inisiyatifler ve başka destek mekanizmaları devreye giriyor.

Sinema alanında destek mekanizmaları hızla artıyor

Sinema alanında hem kamunun hem yerel yönetimlerin hem de özel sektörün yerel üretimi desteklemek için birçok farklı mekanizması var. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Sinema Genel Müdürlüğü’nün yapım desteği, yapım öncesi proje desteği, yapım sonrası desteği, kültürel ve sanatsal etkinlik desteği gibi birçok farklı destek modeli var. Bütün bunlar, yeni yerel yapımların ortaya çıkmasına ve Türkiye sinemasının dünyada daha çok yerde paylaşılmasına önayak oluyor. Ancak kamu nezdinde verilen bu destekler, özellikle son yıllarda artan sansür tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Birçok sinemacı, bu destekleri alan filmlerin artık ‘suya sabuna dokunmayan’ filmler olduğuna dikkat çekerken, bir başka sansür konusu da 2013 yılında gerçekleşen Gezi Direnişi’ni takiben ortaya çıkan ‘fişleme’ durumuyla oldu. Gezi’ye katılan sinemacılardan imzacı akademisyenlere, sinema emekçilerine varan bu durum, sinema alanında verilen desteklere son yıllarda farklı bir gözle bakmamıza sebep oldu.

Sinema alanında başka bir destek sistemi de Türkiye’de düzenlenen 30’dan fazla film festivalinin çeşitli fon ve destek mekanizmaları. Bu yıl 54.’sü gerçekleşecek, Türkiye’nin ilk film festivali olan Antalya Film Festivali tarafından (eski adıyla Antalya Altın Portakal Film Festivali) 2014 yılından beri düzenlenen Antalya Film Forum, Türkiyeli sinemacıların projelerini geliştirme aşamasında dünya sinema profesyonellerine tanıtarak yapım olanaklarının artırılmasını, stratejilerinin geliştirilmesini, film çekecek yapımcıları ve yönetmenleri teşvik etmeyi, projelerinin uluslararası platformlarda tanıtılmasını amaçlayan bir ortak yapım ve proje geliştirme marketi olarak hizmet veriyor. Bu yıl 36. İstanbul Film Festivali kapsamında 12. kez gerçekleşen Köprüde Buluşmalar ise Türkiye’den ve komşu ülkelerden yapımcı, yönetmen ve senaristleri uluslararası sinema profesyonelleriyle bir araya getiriyor. Sinemacılara yeni uzun metraj projelerinin ve post-prodüksiyon aşamasındaki filmlerinin ilk uluslararası sunumunu yapmaları için olanak yaratırken, ortak yapımlar için de zemin hazırlamayı amaçlıyor.

Bunların yanında !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin Anadolu Kültür ile ortak geliştirdiği Yeni Film Fonu, Malatya Film Festivali’nin hayata geçirdiği Malatya Film Platformu, Ermenistan Türkiye Sinema Platformu tarafından hazırlanan ETSP Proje Geliştirme Platformu, KısaKes Film Festivali Pitching Platformu, Ankara Uluslararası Film Festivali Fonu, Geleceğin Sineması proje destekleri gibi birçok özel sistem de mevcut. Bu alandaki destek mekanizmaları gün geçtikte artıyor.

Farklı müzik alanlarındaki destekler yeni yeni ortaya çıkıyor

İş müziğe geldiğinde destek mekanizmaları farklı şekillerde ortaya çıkıyor. Yarışmalar, burslar, ödüller… Ancak bu noktada farklı müzik türlerini kapsayan veya bu müzik türleri için doğru ve sürdürülebilir yerel bir üretim destek sistemi öneren bir mekanizma ne yazık ki mevcut değil.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın geleceğin müzisyenlerinin yetişmesine katkıda bulun- mak amacıyla 2012 yılında başlattığı Aydın Gün Teşvik Ödülü ile Borusan Sanat tarafından verilen Borusan Müzik Bursu, klasik müzik alanında örnek teşkil eden ödül ve burs mekanizmalarından. İKSV’nin kültür-sanat üretimini desteklemek amacıyla yürüttüğü çalışmalar kapsamında her yıl klasik müzik alanında gelecek vadeden 30 yaşın altındaki bir genç müzisyene takdim ettiği 15 bin TL değerindeki Aydın Gün Teşvik Ödülü ile Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın bir konuk şef yönetiminde verdiği özel konserden elde edilen gelirle genç müzisyenlerin klasik müzik alanında yüksek lisans eğitimi görmelerine katkıda bulunmasına olanak sağlayan Borusan Müzik Bursu, klasik müzik alanında genç yeteneklerin yetişmesine ve onların daha çok üretmesine olanak sağlıyor.

Caz ve güncel müzik alanında ise bu yıl hayatımıza yeni bir destek mekanizması girdi. Bu yıl 24.’sü düzenlenen İstanbul Caz Festivali kapsamında hayata geçirilen Vitrin – Türkiye Güncel Müzik Buluşması adlı proje, yerli sahnenin başarılı müzisyen ve topluluklarını odağına alarak daha geniş kitlelere ulaşmalarını sağlamak amacıyla oluşturuldu. Proje kapsamında gerçekleştirilen bir diğer destek mekanizması da programda yer alan sanatçı ve toplulukların uluslararası turnelerine destek verecek bir yapının oluşturularak sanatçıların yurtdışındaki konserlerinin desteklenmesi. Bu yapı kapsamında atılan ilk adım, uluslararası müzik dünyasından önemli isimlerin katıldığı etkinliklerde sah- ne alan müzisyen ve topluluklar arasından belirlenen iki isme verilen SOCAR Türkiye İpek Yolu Turne Destek Ödülü oldu.

Gösteri sanatlarında kısıtlı imkânlar

Konu tiyatro, dans, opera, bale, performans gibi alanlar olunca, Türkiye’de var olan destek mekanizmaları ne yazık ki hiçbir zaman yeterli olmuyor. 2002 yılından beri Türkiyeli gösteri sanatları topluluklarıyla yeni gösterilerin prodüksiyonunu veya ortak yapımcılığını üstlenen festival, attığı bu adımla izleyen yıllarda yerli toplulukların İstanbul Tiyatro Festivali’ne yeni projelerle katılmaları için zemin oluşturdu.

İstanbul Tiyatro Festivali, bu duruşuyla diğer büyük kültür kurumlarına da örnek oluyor. İstanbul’un son yıllardaki gösteri sanatları alanındaki birçok büyük ve farklı etkinliğine ev sahipliği yapan Zorlu Performans Sanatları Merkezi, geçtiğimiz yıldan itibaren çeşitli tiyatro yapımlarına ortak yapımcı olmaya başladı ve bu noktada Zorlu PSM’de sahne alacak tiyatro topluluklarının yeni eser üretiminde yeni bir destek modeli oluşturdu.

Çağdaş sanatta yerel üretimdeki destek büyüyor

Çağdaş sanat alanındaki gelişmeleri desteklemek ve genç sanatçılara destek olmak amacıyla, Resim ve Heykel Müzeleri Derneği ve Akbank Sanat işbirliğiyle düzenlenen yarışma sonucunda verilen Akbank Günümüz Sanatçıları Ödülü, son yıllarda sansür, kopya eser gibi birçok tartışmayla gündeme gelse de, çağdaş sanatta yerel üretimi destekleyen en eski mekanizmalardan biri olarak gösterilebilir.

Anadolu Kültür’ün 2013 yılından beri hayata geçirdiği Hatırlamak ve Anlatmak için Şehre BAK projesi, Türkiye’nin farklı bölgelerindeki dört şehirden gençlerin katılımıyla gerçekleştirilen bir kültürel iş birliği ve ortak sanatsal üretim projesi.

Birbirinden uzak şehirler ve bölgelerden gelen gençlerin, yaşadıkları farklı coğrafyaları ve birbirlerini tanımalarını amaçlayan BAK, bu alanda sanatsal üretimin gelişmesi ve farklı coğrafyalara yayılması için önemli bir proje olarak gösterilebilir.

Kuşkusuz, çağdaş sanat alanındaki yerel üretimin desteklenmesi konusunda atılmış en büyük adım SAHA Derneği’nin kurulması olmuştur. SAHA, 2011 yılında, çağdaş sanatı desteklemek amacıyla birleşen bir grup sanatsever tarafından kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu olarak faaliyete geçti.

Uluslararası sanat kurumları tarafından davet edilmiş projelerin hayata geçmesi için kurumlarla doğrudan iş birliği halinde çalışan SAHA, proje süreçlerinde kolaylaştırıcı rol üstleniyor ve sanatçıların eser ve proje üretimleri için kaynak geliştiriyor. SAHA, sağladığı bu destek aracılığıyla, çağdaş sanat alanında faaliyet gösteren sanatçı, küratör, sanat tarihçisi ve eleştirmenlerin eğitim ve üretim ortamlarıyla ve uluslararası ağlarla etkileşimlerini geliştirmeyi hedefliyor. SAHA, bu alanda çalışan birey ve kurumlara proje destek programı, eğitim destek programı, küratöryel araştırma programı ve iş birliği programı gibi farklı kapsamlarda destek mekanizmaları sunuyor.

Çağdaş sanat alanında bir başka sanatsal üretim destek mekanizması da aslında misafir sanatçı ve misafir küratör programları. Bu noktada Türkiye’de belli başlı kaynaklar ve mekanizmalar var. Bunların başında İKSV’nin koordinasyonunu üstlendiği Cité des Arts’taki Türkiye Atölyesi geliyor. Ayrıca British Council’in bu yıl başlattığı Misafir Küratör Programı da bu noktada küratörlerin sanatsal pratiklerini geliştirmesi ve çeşitli işbirlikleri geliştirmesi adına önemli bir adım oldu.

Geçtiğimiz yıllarda Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi ve Borusan Art Center gibi önemli sanatçı rezidansları ise artık ne yazık ki kapalı. İstanbul dışına baktığımızda Bodrum’da Casa dell’Arte Sanatçı Rezidansı öne çıkıyor. Rezidans ve misafir sanatçı programları, yerel sanatsal üretimin desteklenmesi adına daha da artması gereken önemli mekanizmalar.

Deneysel düşünce, araştırma, toplumsal değişim ve dönüşümleri eleştirel ve çok yönlü bakış açılarıyla değerlendirmeyi önemseyen SALT tarafından 2013 yılından bu yana verilen SALT Araştırma Fonları bu alanda ortaya çıkan farklı bir üretim desteği olarak nitelendirilebilir. Görsel ve maddi kültür araştırmalarına yönelik olarak hazırlanan bu fonlar, mimarlık ve tasarım, sosyal ve ekonomik tarihle güncel sanat alanlarındaki özgün belge edinimi ve incelemesini hedefleyen projeleri destekliyor ve SALT Araştırma bünyesindeki birikimlerin değerlendirilme- sine katkıda bulunuyor.

Belediyelerden yerel üretime destek

Yerel sanat üretiminin desteklenmesi ile ilgili olarak kamu ve özel sektörün yanında daha küçük kalsa da yerel yönetimler de önemli bir paydaş. Bu noktada özellikle Kadıköy Belediyesi’nin son yıllarda hayata geçirdiği iki yarışma öne çıkıyor: Ulusal Beste Yarışması ve Ulusal Tiyatro Sahne Eseri Yarışması. Her iki yarışma da müzik ve tiyatro alanında yerel üretimin yerel yönetimler tarafından desteklenmesine yönelik önemli bir adım atıyor.

Bütün bu destek mekanizmalarına baktığımızda, sanatçılar için hâlen çok önemli bir açık görüyoruz. Üretim, eğitim, proje geliştirme, isbirliği gibi farklı alanlarda verilen bu mekanizmalar sanatsal üretimin artmasını, bu alanda farklı projeler geliştirilmesini, farklı işbirliklerinin kurulmasını tetikliyor. Ancak bu desteklerin sürdürülebilir olması, şeffaf bir yapıda kurulması ve doğru bir şekilde denetlenmesi, sistemli bir politikayla geliştirilmesi bu noktada altı çizilmesi, üzerinde durulması gereken konular.