kültür.limited 2023 yılı sonunda 8 yıllık yayın hayatını sonlandırmıştır. Site, bir arşiv işlevi görmesi için açık bırakılmıştır.

SALT’ın Büyük Bir Titizlikle Ele Aldığı Konu: İletişim

23 Ekim 2018

Bundan iki yıl önce, “SALT’ın Göz Ardı Etmediği Konu: İletişim” başlıklı bir yazı ile SALT’ın İletişim ekibinin kültür sektöründe biraz da göz ardı edilen bir konu olan “iletişim”e bakış açısını, kültür-sanat ile iletişimi nasıl stratejik bir şekilde bir araya getirdiğini üç sergi etrafında oluşturulan dengeli, odaklı ve yenilikçi iletişim stratejisini inceleyerek yazmıştık. Şimdi yine, farklı sergi ve kamu programları için tasarlanan ve uygulanan bir strateji ile, SALT’ın kültür sektöründe iletişimi nasıl bütüncül bir şekilde ele aldığını inceleyeceğiz.

SALT’ın 2017 yılında başlattığı bu yeni iletişim stratejisi, SALT tarafından düzenlenen sergi ve kamu programlarının içeriğini, görsel tasarımın güçlü öğeleri ve efektif bir medya plânlamasının etkisi ile birleştiriyor.

Özgün içeriklere özgün iletişim çalışmaları

Bu strateji ile hayata geçirilen iletişim çalışmaları, Türkiye’de mimar ve işveren müzakerelerinin üretimlere etkisini bir dizi nitelikli yapının gelişim süreçleri eşliğinde inceleyen, 13 Eylül – 26 Kasım 2017 tarihleri arasında İstanbul’da ve 3 – 30 Mart 2018 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilen İşveren Sergisi ile başladı.

Çalışmalar, 14 – 19 Kasım 2017 tarihleri arasında İstanbul’da ve 19 – 22 Kasım 2017 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilen “Bu Son Şansımız Mı?” başlıklı gösterim programı, 5 Ekim – 7 Aralık 2017 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilen Perşembe Sineması ile devam etti. 2018 yılında da devam ettirilen bu strateji, 17 Nisan – 22 Temmuz 2018 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilen Devamlılık Hatası ve 12 Eylül’de açılan ve 30 Aralık’a kadar devam eden Evrenin Titreşen Işıkları sergisi ile sürdürülüyor.

SALT’ın deneyimden ziyade içeriği ön plâna çıkaran yapısı, kurumun ürettiği ve sahiplendiği özgün içeriklere göre oluşturulan iletişim stratejisinde de hissediliyor. Bu noktada küresel bir gündemi takip ettiği, kullandığı araç ve yöntemler ile de fark ediliyor. SALT’ın tüm bu yöntem ve araçları denerken risk alması, yeniliğe açık olması ve denemekten korkmaması da öğrenmeye devam etmenin önemini gösteriyor. Kurumun, köklü ve nitelikli bir geçmişi olsa da yeni fikirler, yöntemler ve araçlara alan açarak hâlen tazeliğini koruduğunu gösteriyor. 

Geleceğin iş modelleri ve çalışma yöntemleri

İş yapma biçimlerinin değiştiği, insan kaynaklarının yetenek yönetimine, izleyici geliştirmenin katılımcı yaklaşımlara, ekip yönetiminin ağ geliştirmeye, sponsorluğun uzun vadeli değer yaratan işbirliklerine dönüştüğü bir çalışma ortamında, SALT gibi disiplinlerötesi kurumların, etraflarına ördükleri ağlardan beslenerek gelişmesi ve o ağlar ile birlikte üretmesi çok önemli. Bu ağların, ve bu ağlar ile ortaya çıkarılan üretimlerin önemi de yadsınamaz nitelikte. İşte tam da bu noktada kurumun 2017 yılından itibaren düzenlediği sergiler ve kamu programları için, o içeriklere özgü ve onları farklı yorumlayabilecek tasarımcılarla birlikte çalışarak esnek ve sürekli yenilenebilecek bir iletişim stratejisi belirlemesi de bu noktada çok değerli.

SALT, 2017 yılında başlattığı bu strateji kapsamında farklı sergi ve programlar için Ali Emre Doğramacı, Erman Yılmaz, Burak Şuşut, Vahit Tuna, Eren Su Kibele Yarman ve Sabri Akın gibi tasarımcılar ile çalıştı.

Fikirden tasarıma, tasarımdan uygulamaya

Bu bakış açısı ile ilk çalışma İşveren Sergisi için bağımsız tasarımcı Ali Emre Doğramacı ile yapıldı. Doğramacı, sergide yer alan geniş arşiv ve serginin arkasında yatan ana fikirlerden yola çıkarak oluşturduğu tasarım dilini üç temel üzerine oturttu: Mimar ve işverenin ortak çalışması sonucunda ortaya çıkan “inşa”, mimar ve işveren ilişkisindeki “tamamlayıcılık” ve sergiyi gezenlerin hissedeceği “arşivde bulunma hissiyatı”.

Tasarımlarda, ayrıca SALT’ın yazı karakteri programı Kraliçe’nin Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü 4. sınıf öğrencisi İpek Erdöl tarafından tasarlanan on birinci sürümü “Coexist” kullanıldı.

Evrenin Titreşen Işıkları: Işığa yeniden bakmak

12 Eylül’de SALT Beyoğlu’nda açılan Evrenin Titreşen Işıkları sergisi, Anna Boghiguian, Rana Hamadeh, Navine G. Khan-Dossos ve Merve Ünsal’ın “şimdi” algısını sorgulayan işlerinden oluşuyor. Eindhoven’da bulunan Van Abbemuseum’un baş küratörü Annie Fletcher tarafından programlanan sergi için yapılan iletişim çalışmaları için bağımsız tasarımcı Eren Su Kibele Yarman ile birlikte çalışıldı. Konvansiyonel mecralarda da hareketli görsellerin tercih edildiği sergide; serginin sorgulayan, anlatan ve harekete geçiren doğası tasarım diline yansıtıldı.

Evrenin Titreşen Işıkları sergisinin kimlik ve iletişim tasarımı için, sergi kurgusundaki ‘evrende var olmak ve yok olmak’ fikri ile ‘bir ışığın yanıp sönerek karanlık ve aydınlıkta kendini ve etrafındakileri görünür kılması’ arasındaki ilişki üzerinden yola çıkıldı. Eren Su Kibele Yarman’ın hazırladığı görsel tasarımlar, hem 150 yıldan fazla bir geçmişe sahip olan SALT Beyoğlu yapısının, hem de yapı içerisinde işleriyle var olacak dört sanatçının dünden getirdiği izlere, yeni bir ışıkta bakılması ile üretildi. Sergi iletişimi için, sergi isminin çağrıştırdığı hareket kavramı ile paralel olarak, geleneksel ve durağan formlardan uzak bir tasarım dili oluşturuldu. Bu düşünceyle hazırlanan kimlik tasarımı, görsel olarak sanatçıların işlerini bire bir uygulamak yerine onları kendi objektifinden ele alıyor ve titreşen bir ışıkla portreliyor.

Yazı karakterine bir müdahale

2011 yılında Project Projects tarafından SALT için hazırlanan Kraliçe Open yazı karakteri, yıllar içerisinde farklı tasarımcıların da projeye katılmasıyla yeni sürümler elde etti ve bu şekilde SALT’ın görsel kimliği de her bir yazı karakteri ile değişim geçirdi. Değişmeyen tek şey SALT kelimesini oluşturan “S-A-L-T” harfleri oldu. Bu yazı karakteri programını ve arkasındaki düşünceleri 2016 yılında yazdığımız “SALT’ın Yazı Karakteri Programı 10. Sürümü ile Devam Ediyor” başlıklı bir yazı ile ele almıştık.

Perşembe Sineması’nın 2017 Sonbahar programı için Erman Yılmaz tarafından tasarlanan afişlerde de, SALT’ın yazı karakteri Kraliçe, ilk defa tipografik bir oynama yapılarak kullanıldı ve ilk defa Kraliçe’ye bir müdahalede bulunularak S-A-L-T dışındaki harflerle oynandı. Bu da yine SALT’ın devam eden programlarındaki yenilikçiliği ve deneysel düşünceyi teşvik eden bakış açısını ve kurumun kendini yenileme misyonunu gösteriyor.

Dünyadaki her şey, her an değişiyor. Yeni yöntemler, araçlar, bakış açıları, fikirler ve oluşumlar çıkıyor. Bu nedenle SALT’taki her konu da işte tam da bu yüzden, müdahaleye, değişime, yeniliğe açık.